Hamas’ın Cumartesi günü İsrail halkına saldırmasından bu yana dünya ikiye bölünmüş durumda. Terörizmi kullanmanın ve masum sivilleri öldürmenin siyasi hedeflere ulaşmak için asla geçerli bir yol olmadığı açık olsa da, konu bu duruma geldiğinde birbirinden oldukça farklı iki cephe ortaya çıkıyor.
Hindistan hariç Küresel Güney’in çoğunluğu, İsrail-Filistin çatışmasındaki son tırmanışın uzun yıllardır artarak devam eden İsrail baskılarına bağlayıp İsrail’i suçluyor.
Aynı zamanda ABD, İsrail’i korumak için Doğu Akdeniz’e bir grup savaş gemisi gönderiyor.
Bunu daha önce de gördük, toplumlar bu şekilde savaşa itiliyor. Savaş ilanını tetikleyecek bazı Amerikan stratejik bölgelerinin İsrail’de bulunduğuna dikkat çekmek hayati önem taşımaktadır. Bu da Washington’un İsrail’in kontrolünün devam etmesi yönünde temel bir arzusu olduğunu ve İsrail’i kendi topraklarıymış gibi koruyacağını gösteriyor. Bölgede artan gerilim ve ahlaki açıdan üstün olma yanılgısı, dünyayı daha büyük bir çatışmaya yaklaştırıyor.
Böyle bir ikiyüzlülük artık ne ahlaki ne de pratik bir anlam ifade ediyor. Filistin halkına yapılan kötü muamele o kadar belirgin hale geldi ki, liderler hala bunun farkında olmasa bile Batı’daki kamuoyu İsrail’e karşı cephe almaya başladı bile.
Avrupa zaten Ukrayna’da savaşın içindeyken bunlar yaşanıyor. Ayrıca, Batı İsrail’i savunacak donanıma sahip değil. Hamas’ın saldırılarını, Ukrayna savaşına verdikleri ortak destek nedeniyle Batılı ülkelerin askeri malzemelerinin yetersiz kaldığı bir dönemde başlatması tesadüf mü?
Bunlar olurken ABD neden başka bir çatışmaya dahil oluyor?
Ayrıca, Batı neden İsrail ve Filistin arasında kalıcı bir barış arayışında dünyanın çoğunluğunu desteklemiyor?
Mevcut durum hem Araplara hem de İsraillilere zarar veriyor.
Yahudi veya Müslüman olsun, masum insanların hayatını kaybetmesi asla bir kutlama nedeni olmamalıdır.
İsrail ile Gazze arasındaki çatışmanın nasıl başladığını anlamak, sorunu çözmeye yönelik ilk adım olacaktır…