Gazze Saldırılarının Başka Bir Boyutu: Kültürel İptaller
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda binlerce Filistinli hayatını kaybederken, Avrupa ve ABD’de de “Kültürel iptaller” baş gösterdi. Sivillerin katledilmesini protesto etmek yasaklanırken, Filistin’e destek veren birçok oyuncu işten atıldı…
Bugünlerde geçici ateşkese sahne olan Gazze, 50 günden fazla bir süre İsrail saldırılarına maruz kaldı. Saldırıların en büyük mağduru yine kadın ve çocuklar oldu. Öyle ki, hayatını kaybedenlerin yarısını çocuklar ve kadınlar oluşturuyor.
Yaşanan büyük trajedi Tel Aviv yönetiminin ayrım gözetmeksizin sivil alanlara binlerce ton bomba atmasından kaynaklandı.
İsrail’in Gazze’yi yoğun şekilde bombalamaya başladığı anlarda sosyal medya platformları üzerinden de Filistin’e yönelik kısıtlama ve engelleme girişimleri görüldü.
Sosyal medya platformlarında yaşanan bu girişimleri kültürel iptaller izledi.
Medyanın ardından Avrupa ve ABD’deki kamusal ve açık alanlarda bu sansür arttı. Bazı ülkeler, halka açık yerlerde ve üniversitelerde Filistin meselesine dair her türlü izi ortadan kaldırmanın yollarını aramaya başladı.
Öyle ki bu sansür, Filistinlilerle dayanışmasını gösteren, Filistin haritası, bayrağı veya öldürülen çocukların resimlerini taşıyan herkesi taciz etme, hatta bazen hapsetme ya da cezalandırmaya kadar uzandı.
Şimdi Avrupa ve ABD’de görülen “iptal kültürüne” örneklerle bakalım.
Öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor ki, hem Avrupa hem de ABD iptal kültürü olarak tabir edilen ve bir millete, ülkeye dair her şeyi düşman olarak görme eylemine yabancı değil.
Ukrayna-Rusya Savaşı’nda Avrupa ve ABD’de Rus yazarların kitaplarının okunmasının bile yasaklanması bu kültürün onlarca örneğinden sadece biriydi. İptal kültürünün gerekçesi olarak Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ve sivilleri hedef alması gösteriliyordu.
Filistin’e karşı başlatılan iptal kültürünün amacı ise Ukrayna’daki sivil kaybına oranla çok fazla sivili katleden İsrail’in eleştirilmesi. Yani bir iptal kültürü sivillerin hedef alınmasına karşı ortaya çıkarken, diğeri sivillerin hedef alınmasına tepki koyulmasına karşı ortaya çıkmış durumda.
Bu çifte standardın nedenleri konusunda tartışmalar uzun yıllar sürecektir.
Şimdi, örneklerle Batı’da yaşanan “iptal kültürü”ne yakından bakalım.
İsrail-Filistin çatışmasının başlamasının ardından Avrupa ülkelerinde Filistin’le dayanışma için bir araya gelmek isteyen göstericiler kısıtlama, yasaklama, polis müdahalesi ve gözaltı kararlarıyla karşılaştı.
İsrail yanlısı gösterilere herhangi bir kısıtlama veya yasaklamanın olmadığı Avrupa ülkelerinde, Filistin’e destek gösterileri, güzergah dışına çıkanların gözaltına alınacağı uyarıları, yoğun polis gözetimi ve göz yaşartıcı gaz dahil sert polis müdahalesinin gölgesinde düzenledi.
İngiltere’de Filistin bayrağının yasaklanması gündeme geldi.
İngiltere eski İçişleri Bakanı Suella Bravermann, emniyet müdürlerine yazdığı mektupta, normalde meşru olan Filistin bayrağı sallamanın ya da Filistin’e özgürlük sloganları atmanın, “terör eylemlerini övmek amacıyla” yapıldığında yasal olmayabileceğini belirtti.
Fransa başı çekiyor
İsrail-Filistin çatışmasının ilk günlerinde, Fransa’nın Paris ve Strazburg kentlerinde İsrail yanlısı gösterilere izin verilirken, Filistin’le dayanışma gösterileri ise “kamu düzenini bozma riski taşıdığı” gerekçesiyle Paris, Strazburg, Lyon ve Marsilya’daki yerel makamlarca art arda yasaklandı.
Ülkeye konferanslar vermek için gelen Filistinli aktivist Meryem Ebu Dakka gözaltına alındı, daha sonra ise sınır dışı edildi.
Fransa 1. Futbol Ligi (Ligue 1) takımlarından Nice’in Cezayirli futbolcusu Youcef Atal ise Yahudilere beddua eden kişinin videosunu sosyal medyada paylaştığı için hakkında açılan soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
Filistin temalı konferans basıldı
Fransa’nın Lyon kentinde Palestine 69 Topluluğu, Filistin’le ilgili konferans düzenledi.
Yaklaşık 100 kişinin katıldığı konferans alanına, 40 ila 60 kişiden oluşan ve ellerinde sopa ile havai fişek bulunan yüzleri maskeli aşırı sağcı grup baskın yaptı.
Konferans alanına girmeye çalışan grubu engellemek isteyen katılımcılar, salonunun kapısının önüne sandalye ve masalarla barikat kurdu.
Aşırı sağcı grup, konferans alanının girişine havai fişekler fırlattı.
İsrail’in Gazze’deki saldırılarına kalkan olan ülkelerden Almanya’dan da tartışmalı bir karar daha geldi. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Samidoun Filistinli Esirlerle Dayanışma Ağı’nın ülkedeki faaliyetlerinin yasaklandığını duyurdu.
META’da “gizli sansür” iddiası
Facebook ve Instagram’ın çatı kuruluşu Meta’nın Gazze’de yaşananlar için “gizli sansür” uyguladığı iddia ediliyor.
Öyle ki, Gazze konusunda haber yapan yüksek takipçili hesapların kapatılması bu iddiaları güçlendirdi.
Diğer yandan Facebook ve Instagram’da Filistin ve Gazze içerikli paylaşımların da büyük bir kısıtlamaya maruz kaldığı dile getiriliyor.
The Guardian’dan Hollywood’a
İngiltere’nin köklü medya organlarından The Guardian, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu eleştiren çizimi nedeniyle karikatürist Steve Bell’i işten çıkardı.
40 yıldan uzun süredir karikatür çizen Steve Bell “Yahudi düşmanı” (antisemitist) olmakla suçlandı.
Oscar ödüllü oyuncu Susan Sarandon, İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarına tepki gösterdiği için Hollywood’u karşısına aldı. Oscar ödüllü yıldız Susan Sarandon, İsrail şiddetine karşı Filistin’i desteklediği için Hollywood’da boykot ediliyor.
Ünlü oyuncunun geçen hafta New York’ta Filistin’e destek yürüyüşünde yaptığı konuşma sonrası, Hollywood’un ünlü menajerlik ajansı “United Talent Agency” (UTA), 77 yaşındaki yıldızla yollarını ayırdı.
Meksikalı oyuncu Melissa Barrera, yer alacağı filmin kadrosundan çıkartıldı. Barrera’nın, “Çığlık 7” filminin kadrosundan Filistin’e destek veren paylaşımları nedeniyle çıkarıldığı öne sürüldü.
Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarda Barrera, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermiş ve Batı medyasını “tek taraflı” olmakla suçlamıştı.
ABD’de yürütülen iptal kültürü bunlarla da sınırlı kalmadı.
İsrail ile yaşanan çatışmada babasının vatanı Filistin’i mesajlarıyla destekleyen ABD’li model Gigi Hadid, kardeşi Bella ve ebeveynleri ölüm tehditleri alıyor.
ABD’li model Gigi Hadid, İsrail ile Hamas arasındaki savaşla ilgili açıklama yaparak “Filistinliler için umutlarım ve hayallerim var ama bunların hiçbiri, tek bir Yahudi’nin bile zarar görmesini içermiyor” açıklamasında bulundu.
İsrail’den resmi tehdit
Gigi Hadid’in paylaştığı “İsrail hükümetini kınamak Yahudi düşmanlığı değildir, Filistinlileri desteklemek de Hamas’ı desteklemek değildir” mesajına İsrail’den tepki geldi.
İsrail hükümeti resmi sosyal medya hesabından Gigi Hadid etiketlenerek yapılan paylaşımın tehdit içerdiği yorumları yapıldı.
“Geçen hafta rahat uyudun mu Gigi? Yoksa Yahudi bebeklerin evlerinde katledilmesine göz yumuyor musun? Sessizliğin nerede durduğunu çok net ortaya koydu. Seni görüyoruz”