Google’a Çelmeyi Kim Takacak?
Teknoloji dünyasını derinden etkileyebilecek tarihi bir kararla, Yargıç Amit P. Mehta, Google’ı çevrimiçi arama ve reklamcılık alanlarında yasadışı bir tekel oluşturduğu gerekçesiyle suçlu buldu. Google’ın Apple ve Samsung gibi şirketlere ödeme yaparak arama motorunu cihazlarda varsayılan olarak ayarlamasını sağlaması, şirketin arama pazarında %90’ın üzerinde bir pay elde etmesine neden oldu. Şimdi mahkeme, teknoloji devinin parçalanması gerekip gerekmediğine karar verecek.
Bu karar, ABD Adalet Bakanlığı (DOJ) için büyük bir zafer olarak görülüyor ve teknoloji devlerine karşı yargı süreçlerinde hükümet lehine bir değişim olabileceğinin sinyallerini veriyor. Apple, Amazon, Meta ve Google gibi dev şirketler, Başkan Donald Trump döneminde başlatılan antitröst davalarıyla karşı karşıya kaldı. Bu karar, teknoloji devlerinin gelecekte daha fazla hukuki sorunla karşılaşabileceğini gösteriyor.
Ancak bu karar, bazı uzmanlara göre, Google’ın pazardaki hakimiyetini önemli ölçüde etkilemek için çok geç olabilir. Altı yıl süren hukuki mücadele, Google’ın tekelci gücünü daha da pekiştirmesine olanak tanıdı. Kararın ardından bile, Google’ın pazar payında sadece küçük bir düşüş olabilir. Microsoft, Bing arama motoruna yapay zeka ekleyerek Google’a meydan okumaya çalıştı, ancak bu bile önemli bir fark yaratmadı. Google, bazıları tarafından “batmayacak kadar büyük” olarak görülüyor.
Google’ın tekelci gücü sadece teknolojik üstünlüğünde değil, aynı zamanda stratejik iş anlaşmalarında da yatıyor. DOJ, Google’ın rakiplerinin internet arama pazarında gerçek bir şans elde etmesini engellemek için yaptığı dışlayıcı sözleşmelerin ve sahip olduğu ürünlerin bu durumu güçlendirdiğini iddia ediyor.
Yargıç Mehta, Google’ın varsayılan ayarlarla rakiplerini geride bıraktığını kabul etmekle birlikte, şirketin aynı zamanda üstün bir ürün sunduğunu da belirtti. Kararda belirtildiği gibi, Apple ve Microsoft zaman zaman Bing’i Apple ürünlerinde varsayılan arama motoru yapmayı tartıştı, ancak Google’ın sistemi genel olarak daha iyi olduğu için bu görüşmeler bir sonuç vermedi.
Geleceğe baktığımızda, Google’ın domine etmediği bir interneti hayal etmek zor görünüyor. Ancak bu karar, küçük de olsa bir kapıyı aralıyor. Kararın olası sonuçlarından biri, Google’ın rakip arama motorlarına verilerini paylaşmaya zorlanması ve böylece daha rekabetçi alternatiflerin ortaya çıkmasının sağlanması olabilir. Ancak, Avrupa Birliği’nde Google’ın kaybettiği antitröst davası sonrası yaşananlar gösteriyor ki, bu tür önlemler kullanıcılar için büyük bir değişiklik yaratmayabilir. Zira, kullanıcıların bir arama motoru seçmesini zorunlu kılan “tercih ekranları” uygulamasına rağmen, Google’ın pazar payı büyük ölçüde etkilenmemişti.
Ayrıca, yapay zekanın yükselişi bu yasal mücadelenin tamamını anlamsız hale getirebilir. ChatGPT gibi yapay zeka odaklı araçlar popülerlik kazandıkça, geleneksel arama motorlarının önemi azalabilir. Ancak Yargıç Mehta, yapay zekanın henüz geleneksel aramanın yerini alacak düzeyde olmadığını düşünüyor.
Google, mahkemede uygulanacak çözüm önerileri için hazırlık yaparken, seçenekler arasında tercih ekranları, anlaşma kısıtlamaları, veri paylaşımı veya Chrome ve Android’in zorla satılması gibi öneriler bulunuyor. Ancak bu önerilerin hiçbiri tam anlamıyla hedefe yönelik görünmüyor, çünkü mahkeme Google’ın neden olduğu zararı net bir şekilde belirlemiş değil.
DOJ’un kazandığı bu dava, teknoloji devlerinin diğer devam eden davalarına da risk teşkil ediyor. Hukuk akademisyenleri, Google’ın davalarının en sağlam hukuki dayanaklara sahip olduğunu belirtiyor, bu da Büyük Teknoloji şirketlerinin hukuki sıkıntılarının henüz bitmediğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Google aleyhine verilen bu karar, teknoloji endüstrisinde bir dönüm noktası olabilir. Ancak bu, anlamlı bir değişime yol açacak mı yoksa Google’ın devam eden hakimiyetinin bir dipnotu olarak mı kalacak, bunu zaman gösterecek. Şu an için internet hala Google’ın dünyası olmaya devam ediyor.