HDP TBMM Grup Toplantısı
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin 14 Mart’ı bayram havasında değil acı ve hüzünle karşıladığını söyledi.
Hekimler ve sağlık emekçilerinin, salgın döneminde olduğu gibi depremde de tüm imkanları ve güçleriyle halkın yanında yer aldıklarını ve canla başla çalıştıklarını dile getiren Sancar, “Kendilerini insanlığın hizmetine adayan tüm hekimlerin bu onurlu duruşunu ve mücadelesini saygı ile selamlıyorum.” dedi.
Dirilişin, yeniden doğuşun ve birliğin sembolü olarak kutlanan Nevruz’un bu yıl ağır bir yıkımın ve derin acıların gölgesinde karşılandığını belirten Sancar, “Nevruz, zalimlik, kötülük, adaletsizlik, yıkım üreten bu çürümüş düzeni değiştirme kararlılığının günü olacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
Depremin üzerinden 37 gün geçtiğini anımsatan Sancar, milyonlarca insanın göç etmek zorunda kaldığını, yüzbinlerce insanın deprem bölgesinde zor şartlar altında, insani yaşam koşullarından uzak bir hayat mücadelesi verdiğini söyledi.
Hiçbir yöneticinin deprem sonrası sorumluluk üstlenerek istifa etmediğini aktaran Sancar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tek bir istifanın dahi olmaması aynı yanlışları, aynı eksiklikleri, aynı beceriksizlikleri, aynı kötülükleri devam ettirmez mi? Milyarlarca lira bağış toplandı ama bu paralar yaraların sarılması için kullanılmıyor. Kullanılsaydı, insanlar ‘içme suyu, çadır, battaniye, kuru gıda, hijyen malzemesi’ diye seslerini duyurmaya çalışırlar mı? Deprem bölgesinde çadır ihtiyacı tam olarak karşılanmış değil, konteyner evler çok acil ihtiyaç olarak durmakta; gıdadan ilaca, su ihtiyacından hijyene ve ısınmaya varıncaya kadar karşılanması gereken temel ihtiyaçlar aciliyetini korumaya devam ediyor. İhtiyaçlar bu denli artarken toplanan paralar nerede? Bunun hesabını bu iktidar verecektir.”
Başka kentlere göç eden depremzedelerin büyük bir kira kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Sancar, iktidarın lütuf gibi sunduğu kira yardımıyla ancak tek seferlik market alışverişi yapılabildiğini öne sürerek “Şova dönüştürülen yardım kampanyasıyla toplanan 116 milyar lira nerede?” diye sordu.
Türkiye’nin silah ticaretinde ve ihracatında önemli ülkeler arasında yer aldığını anlatan Sancar, “Silah var, mermi var, konteyner yok; bomba var, gıda yok. İşte bu politika kaynakları yok ediyor, yaşamı yok ediyor.” diye konuştu.
Afet Yeniden İmar Fonu’nun kurulmasını eleştiren Sancar, “Bu uyanık iktidar gider ayak bir fonla giderleri yine emekçi yoksul halkın sırtına yükleme arayışındadır. 21 yıldır topladığınız 38 milyar doları bulan deprem vergisini nereye harcadınız? Önce bunun hesabını verin, hesap vermekten kaçamayacaksınız. Bütün bu talanın üstünü örtemeyeceksiniz.” dedi.
Konutların yatırım aracına dönüştürüldüğünü, rant alanına çevrildiğini öne süren Sancar, ev sahiplerine “depremzedelerle dayanışma” çağrısı yaptı.
“İktidarın tek düşündüğü şeyin ihaleler olduğunu” iddia eden Sancar, şunları kaydetti:
“Ranttan ve talandan kaynaklanan bu felaketi şimdi rant ve talan fırsatına çevirmeye çalışıyorlar. Deprem konutları ihalesi şimdiye kadar 50’yi aşmış durumda. Yandaşlar ihale kapmak için AKP’nin kapısında sıraya durmuşlar. Evleri yıkılan yurttaşları borçlandıran, yandaşı zenginleştirme amacı taşıyan, bilimsel ve ekolojik temellere dayanmayan projeler halkın derdine asla çare olamaz, yeni yıkımlara, daha büyük acılara davetiye çıkarır. Deprem bölgelerinde yaşam döngüsünün sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi için öncelikle temel ihtiyaçlar karşılanmalı. Maddi kayıplar da mutlaka giderilmeli, yeri asla doldurulamayacak olan insani kayıplar için dayanışma ve bir arada olma halini sürdürmeliyiz.”
Seçim sürecine yönelik hazırlıkların devam ettiğini belirten Sancar, HDP’nin kurulduğu günden bu yana demokrasi ittifakı ve üçünü yol siyaseti üzerinden var olduğunu söyledi.
14 Mayıs seçimlerine en geniş demokrasi ittifakıyla girmek için her türlü çabayı harcamaya devam edeceklerini belirten Sancar, “Emek ve Özgürlük İttifakı, Kürt ittifakı ve diğer bütün toplumsal demokrasi güçleriyle kuracağımız birliktelik, değişim gücümüzün temel kaynağıdır. Freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı giden bu iktidarın kendisiyle birlikte ülkeyi de uçuruma sürüklemesine izin vermeyeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.