Site icon Life Haber Ajansı

Saadet’in Yıldızları

akkiraz Life Haber Ajansı

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

2023 seçimlerine giderken, önemli bir süreç daha tamamlanmış oldu. Bu seçimlerde CHP ile seçim işbirliği yapan Saadet Partisi de adaylarını ilan etti. Seçimlerden sonra, Saadet Partisi güçlü bir kadroyla, TBMM’deki yerini alacak, yasama ve denetleme çalışmalarına kaldığı yerden devam edecektir. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Seçimi, Allah’ın inayetiyle kazanıldığında, Milli Görüş=Saadet Partisi tam yirmi yedi yıl sonra hükümette yer alacaktır. Türkiye, yeniden milli ve yerli bir iktidara kavuşacak, sömürü ve israf ekonomisinden üretim ve refah ekonomisine geçilecektir. Türkiye, gardiyan devlet mantığı ile değil, garson devlet mantığı ile yönetilecektir. Yirmi yıldır iktidarda bulunan Sayın Erdoğan iktidarının icraatlarıyla sebep olduğu, ahlâki ve manevi tahribata, ekonomik yıkıma ve dış politika faciasına son verilecektir. Şimdi değişim zamanıdır, 14 Mayıs’ta bu değişim, sağlanmış olacaktır. Saadet Partisi’nin milletvekili adayları, emanet şuuruna sahip, ehliyetli ve liyakatli kimselerdir. Erbakan Hoca’mızın vefatına kadar özel kalem müdürlüğünü yapan Mehmet Karaman Samsun’dan, Genel Başkan Yardımcılarından Birol Aydın, Mustafa Kaya ve Bülent Kaya İstanbul’dan, Şerafettin Kılıç Antalya’dan, Mesut Doğan Ankara’dan, Mahmut Arıkan Kayseri’den, Hasan Bitmez Kocaeli’den, Fatih Aydın Afyon’dan aday oldular. GİK üyesi Necmettin Çalışkan Hatay’dan, Mehmet Atmaca Bursa’dan, il başkanları Abdurrahman Ergin Diyarbakır’dan, Abdullah Akın Elazığ’dan, Kadir Yalçın Kastamonu’dan, Ahmet Sunar Kütahya’dan, Mehmet İslam Gaziantep’ten aday oldular. Eski Bingöl Belediye Başkanı Serdar Atalay Bingöl’den, akademisyen Murat Ozan Erzurum’dan aday oldular. Teşkilat mensubu, Ahmet Güher Çorum’dan, Hüseyin Yıldızhan Isparta’dan Ahmet Toklucoğlu Ordu’dan, Muhammet Yıldız Rize’den, Ali Fethi Gürler Sakarya’dan, Abdullah Direk Şanlıurfa’dan aday yapıldılar. Bu adaylar, Saadet’in yıldızlarıdır. Adayların hepsine başarılar dileriz. Allah yardımcıları olsun.

MÜSLÜMAN SİYASETÇİ

Müslüman siyasetçinin en önemli özelliklerinden biri de emanetleri ehline vermesidir. Emanet, gerçek sahibi tarafından geçici bir süre bir başkasının hizmetine sunulan değerdir. Emanet edilen kimse, emanet karşısında iki farklı tavır takınabilir: Ya ihanet eder, ya da sadakat gösterir. İhanet ederse hain, sadakat gösterirse sadık olur. Niyazımız sadıklardan olabilmektir. Emanete ihanet etmek; Allah’ın verdiğini O’nun rızası dışında kullanmaktır. Emanetin sahiplerinin emanet edecekleri insanda ilk arayacakları şart; “ehliyetli” ve “liyakatli” olmaktır. Kişinin ehil ve layık olması için şuur ve bilgi şarttır.

Aklı başında olan her Müslüman, çok iyi bilir ki, “benim” dediği her bir şey, aslında kendisine verilmiş emanetlerdir. İnsana ait mutlak mülkiyet yoktur. Çünkü mülkün sahibi Allah’tır. İnsana verilenler, birer emanettir. Emaneti ehline verecek olanlar; emir verme, hükmetme, tayin etme, tercih etme makamında olan liderler ve âlimlerdir. Ehliyet ve liyakatin olmazsa olmaz şartları vardır. 1. Kişinin Allah’a nispetle liyakat ve ehliyet şartı. Bu, Allah’a karşı sorumluluk şuurudur. Kişinin niyetini halis kılan unsur da budur. 2. Kişinin kendisine nispetle liyakat ve ehliyet şartı. Bunlar, kişinin görev üstleneceği konudaki yetenek ve yeterliliğidir. 3. Kişinin emanete nispetle liyakat ve ehliyet şartı ise, meşruluktur. 4. Kişinin insanlara nispetle liyakat ve ehliyet şartı, insanlara faydalı olmaktır. Emaneti ehline vermeyenler, üç kez haksızlık yapmış olurlar. 1. Emanetin kendisine, 2. Emaneti verdikleri ehliyetsiz ve liyakatsiz kişiye, 3. Emaneti esirgedikleri ehliyet ve liyakat sahibine. Emaneti ehline ve liyakat sahibine vermek bir adalet işidir. Müslüman bir liderin ve toplumun ana görevi; yeryüzünü ıslah etmek; bozulma ve yozlaşmayı ortadan kaldırıp orada sağlam adil bir düzen kurmak ve insanları hakka yöneltmektir. Bu görev, büyük ölçüde Müslümanların siyasi açıdan örgütlenip emaneti ehline vermeleriyle yerine getirilmiş olur. Milli Görüş’ün tek temsilcisi Saadet Partisi bunu yapmaya çalışıyor.

MESELE NEDİR?

Bizim meselemiz Sayın Erdoğan’ı veya Sayın Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı seçmekten ibaret basit bir tercih midir? Tanıdık bir zat bana şöyle bir şey yazmış: “Hocam ben Tayyip dururken, dinime düşman CHP’li Kılıçdaroğlu’na vermem.” Aynen böyle yazmış. Bu kendilerini dindar gören kimi muhafazakârın dilinden düşürmedikleri veballi ve kötü bir zandır. Ben de ona cevaben şöyle yazdım: “Ben de faiz ayetini okuyup, sonra faiz dünya gerçeğidir deyip, faize bulaştırmadık kimse bırakmayan din sulandırıcılarına oy vermem.”  Biz Müslüman insanlarız ve olayları Kur’an, sünnet ve salim fıkıhla ele alıp değerlendirmek zorundayız. Eğer bizler, olayları değerlendirirken bu ölçülere itibar etmeden hareket edersek, hem Sayın Erdoğan’a, hem de Sayın Kılıçdaroğlu’na haksızlık etmiş, kul hakkına girmiş oluruz. İslam, samimiyettir. Müslüman ise bu samimiyete teslim olmuş kimsedir. Sayın Erdoğan, Allah’ın bir ikramı olarak bu ülkeyi yirmi yıl yönetti. Cevabı verilmesi gereken soru; Tayyip Bey, bu ülkeyi İslam’ın temelini teşkil eden hak ve adalet esaslarına itibar ederek Adil Düzen’le mi yönetti, yoksa faizci kapitalist düzeni mi yürüttü? Tayyip Bey’in istikametini ölçmek için gençlerin bugün geldiği noktaya bakmak gerekir. Gençlerin bu perişan durumu, Tayyip Bey’in tercih ettiği materyalist eğitimin sonucu değil midir? Kendisini; “Ben Müslüman’ım” diye tanımlayan Sayın Kılıçdaroğlu’nu din düşmanı olarak ilan etmek, İslam’ın bilinen hiçbir esasına uygun düşmez. Düşer diyenler, hesap gününde Allah’ın huzura varıncaya kadar mesnetsiz ithamlarına devam edebilirler. Evet, Sayın Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı’dır ve CHP de eski CHP değildir. Helalleşme talebi sıradan bir olay değildir ve Saadet Partisi ile iş tutması, önemli bir referanstır. Bu her babayiğidin göze alabileceği bir şey de değildir. Selam hidayete tabi olanlara…

Exit mobile version