Tiflis Yeniden ‘Renkli Devrim’in Başkenti mi Olacak?
Gürcistan’da yapılan parlamento seçimlerinin ardından, seçim zaferini ilan eden Gürcü Rüyası Partisi ile dört muhalefet partisi arasında büyük bir gerilim yaşanıyor. Muhalefet, oyların çalındığını iddia ederek seçim sonuçlarını kabul etmezken, ülkenin Fransız doğumlu Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili de sonuçları tanımadığını belirterek geniş çaplı protesto çağrısında bulundu.
Pazartesi akşamı Tiflis’te Parlamento binasının önünde büyük kalabalıklar toplandı. Muhalefet, yeni bir seçim talebinde bulunarak, yeni mecliste yer almayacaklarını açıkladı. Washington ise Gürcü Rüyası Partisi’ni seçim sürecinde çeşitli usulsüzlüklerle suçlayarak Gürcistan’a “Euro-Atlantik yola geri dönmemesi halinde sonuçlarla karşılaşabileceği” uyarısında bulundu. ABD ve 13 AB üyesi ülke, seçimle ilgili iddiaların soruşturulmasını talep ederken, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) seçimde sistematik ihlaller gözlemlemediğini belirtti.
Bağımsızlık Sonrası Gürcistan
Gürcistan, 1990 yılında, Sovyetler Birliği’nden ayrılma niyetini açıkladı ve 1991’de yapılan referandum sonucunda bağımsızlığını ilan etti. ABD Kongresi referandum sonuçlarını hemen tanırken, çoğu ülke Gürcistan’ı Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, 1992’de tanıdı. Ancak, Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya gibi bölgeleri, Gürcistan’dan ayrılmak istedi. Bu bölgelerdeki etnik gerginlikler 1990’ların başında silahlı çatışmalara dönüştü ve bölgelerde binlerce insan yerinden edildi. Gürcistan’ın ilk cumhurbaşkanı Zviad Gamsakhurdia’nın politikaları da etnik azınlıklarla gerilim yaratarak, iki yıl süren bir iç savaşa yol açtı.
Gül Devrimi ve Saakaşvili Dönemi
1995-2003 yılları arasında ülkenin başında bulunan Eduard Şevardnadze, hem Batı hem de Rusya ile ilişkileri geliştirmeye çalıştı. Ancak, 2003 yılında tartışmalı parlamento seçimleri sonrası halk sokağa döküldü ve Gül Devrimi olarak bilinen protesto hareketi başladı. ABD’de eğitim görmüş olan ve devrimin öncüsü konumundaki Mihail Saakaşvili, Şevardnadze’nin istifasından sonra 2004’te cumhurbaşkanı seçildi. Saakaşvili, NATO üyeliğini hedefledi ve Gürcistan’ın askeri harcamalarını artırdı.
Saakaşvili’nin 2007’deki yönetimi protesto eden büyük gösteriler güvenlik güçlerinin müdahalesiyle sert bir şekilde bastırıldı. Saakaşvili, bu protestoların Rusya tarafından finanse edilen bir darbe girişimi olduğunu iddia etti.
2008 Savaşı ve Sonrası
Saakaşvili, 2008 yılında yeniden seçildikten sonra Gürcistan ordusunu Güney Osetya’ya gönderdi. Rus barış güçlerinin de hedef alındığı çatışmalarda, Rusya karşı saldırı başlatarak Gürcü ordusunu geri püskürttü. Bu savaş sonrasında Moskova, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıdı. Savaştan sonra Saakaşvili’nin desteği ciddi ölçüde azaldı ve partisi 2012’deki seçimlerde kaybetti. Saakaşvili, görev süresi dolmadan ülkeyi terk ederek önce ABD’ye, sonra Ukrayna’ya geçti. 2021’de Gürcistan’a dönen Saakaşvili, bir dizi suçlamayla tutuklandı.
Gürcü Rüyası İktidarı ve AB Yolundaki Gerilimler
2012’den bu yana Gürcü Rüyası Partisi ülkeyi yönetiyor. Gürcistan, 2014 yılında AB ile bir ortaklık anlaşması imzaladı ve AB ve NATO üyeliğini hedef olarak anayasasına ekledi. Ancak, 2022’de Gürcistan, Ukrayna-Rusya çatışmasında tarafsız kalmayı seçti. Gürcistan, 2023 yılında Rusya ile doğrudan uçuşlara yeniden izin vererek Batı’nın tepkisini çekti. Batılı hükümetler Gürcistan’ı demokratik kazanımlardan geri adım atmakla suçlarken, 2024 yılında Gürcistan Parlamentosu’nun kabul ettiği ve STK’ları “yabancı ajan” olarak etiketleme ve çocuklara yönelik LGBTQ “propagandasını” yasaklama yasaları ülke içinde protestoları tetikledi.
ABD ve müttefikleri, Gürcistan’a “anti-demokratik” yasaların iptal edilmesi ve halkın taleplerine kulak verilmesi yönünde çağrılarda bulunmaya devam ediyor.