Dolar 34,2622
Euro 37,5384
Altın 2.922,05
BİST 8.699,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 19°C
Hafif Yağmurlu
Samsun
19°C
Hafif Yağmurlu
Pts 21°C
Sal 22°C
Çar 17°C
Per 16°C

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi Açılış ve Temel Atma Törenine Katıldı

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi Açılış ve Temel Atma Törenine Katıldı
22 Ocak 2023 23:53

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bizim şimdi hedefimiz belediye başkanlarımızın yaptıklarını Türkiye genelinde hiçbir ayrım yapmadan hayata geçirmektir. Bunu yaptığımız zaman göreceksiniz Türkiye küllerinden yeniden doğacak. Yeniden güçlü bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Birilerinden para dilenmeden, birilerine el avuç açmadan biz bunları yapacağız” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Batıkent Rekreasyon Alanı ve 10 Adet Parkın Açılış ve Temel Atma Törenine katıldı. CHP lideri Kılıçdaroğlu törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Teşekkür ederim. Efendim çok güzel bir toplantıdayız. Belediye Başkanı arkadaşlarım burada, milletvekili arkadaşlarım burada, millet ittifakının saygıdeğer yöneticileri burada, yetkilileri, temsilcileri burada ve önemlisi siz saygıdeğer halkımızın huzurundayız.

Az önce güzel bir sunuş izledik. Ankara gibi bir kentin, Mustafa Kemal Atatürk’ün hayalinde yaşattığı bir kentin gereklerini yerine getirmek için mücadele eden bir Belediye Başkanı arkadaşımızı dinledik. O nedenle Sayın Yavaş’ı ve diğer Belediye Başkanı arkadaşlarımı yürekten kutluyorum.

Sevgili arkadaşlarım, sevgili dostlarım, saygı duruşu sırasında siyah beyaz fotoğrafları hep beraber izledik ve gördük. Çanakkale Savaş’ında Mustafa Kemal ve arkadaşlarının fotoğraflarıydı onlar. Ve biz saygı duruşunda bulunurken o fotoğraflara baktığımızda Cumhuriyet’in kolay kurulmadığını, ciddi mücadelelerin verildiğini biliyoruz ve hafızamıza o fotoğraflar bir şekliyle kazınıyor. Soru şu: Çanakkale’yi geçilmez yapan ruh 1915’te devasa devletlerle mücadele edip bir tek düşman gemisinin dahi Çanakkale’den geçişine izin vermeyen bir ruh nasıl oldu da 2 yıl sonra Çanakkale geçilir hale geldi ve o ruh ne oldu? Hiç düşündük mü acaba biz bunu?

Çanakkale’yi biliriz, Çanakkale’nin ne olduğunu biliriz. Her karışında şehit kanı olduğunu biliriz, büyük mücadelelerin verildiğini biliriz. Düşman gemilerinin Çanakkale’den geçilmemesi için herkesin hayatını feda ettiğini biliriz ve o gemiler oradan geçmedi ve Mustafa Kemal Milli Kurtuluş Savaşı’nın önsözünü Çanakkale’de yazdı. Ne oldu da iki yıl sonra aynı gemiler tek kurşun atılmadan geldiler payitahta yani İstanbul’da Dolmabahçe’nin önünde demirlediler? Hiç düşündünüz mü? Bir kişiye teslim edilen bir devletin hazin sonucudur bu değerli arkadaşlarım. Biz neden diyoruz devlet bir kişiye teslim edilmesin, bunun için diyoruz. Devletin organları vardır, devlette liyakat vardır, devletin kurumları vardır, devlet dediğiniz kurum bakidir. Geçici olan siyasettir. Yani iktidar sahiplerinin geçiciliği vardır. Ama devlet dediğiniz kurum bakidir ve hepimizin devletidir. Ve ondan sonra Gazi Mustafa Kemal ve Atatürk Milli Kurtuluş Savaşı’nı başlattılar.

Suriye’den İstanbul’a Haydarpaşa’ya geldiğinde, Haydarpaşa’da biniyor gemiye karşıya geçerken Dolmabahçe’de düşman zırhlılarını görüyor. Söylediği meşhur söz hepimizin hafızalarındadır: ‘Geldikleri gibi giderler.’ Evet geldikleri gibi gittiler. Şimdi bize düşen görev o ruhu ayağa kaldırmaktır ve Türkiye’yi büyütmektir. Kavga etmeden, kin ve öfke duymadan, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar veren yargıyı inşa ederek, devlette liyakati yeniden inşa ederek, hiçbir evladımızın inancı, kimliği ve görüşü ne olursa olsun hiçbir evladımızın yatağa aç girmediği, Türkiye’nin her tarafında huzurun ve barışın olduğu bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız. Kavga bize ne verdi, öfke bize ne verdi? Hiçbir şey vermedi hep kaybettik.

Az önce Başkanımız Sayın Yavaş, hiçbir ayrım yapmadık dedi. Şu mahalleden fazla oy aldık, şuradan eksik oy aldık hayır. Hizmeti herkese eşit götürdük dedi. Ama ben Belediye Başkanı arkadaşlarımdan bir pozitif ayrımcılık yapmalarını istedim. Bugüne kadar hizmet gitmeyen fakir mahallelere mutlaka hizmet götürün, bize oy versin veya vermesin oralarda kreşler açın, o anneler de çocuklarını güven içinde gelip kreşe bıraksınlar. Sayın Başkan söyledi, büyükşehrin tek kreşi dahi yoktu dedi. Şimdi kaç kreş var? 18 kreş var.

Değerli arkadaşlarım,anne çocuğunu güven içinde bırakacak kreşe, çocuğun karnı doyacak, arkadaşlarıyla oynayacak, arkadaşlarıyla uyuyacak, güzel şarkılar, türküler öğrenecek. Annesi akşam güven içinde gidip evladını alacak. Ve anne taziyeye gidecek, düğüne gidecek, komşularına gidecek, alışverişe gidecek. Dolayısıyla kentin ne kadar önemli olduğunu da görmüş olacak.

Bizim şimdi hedefimiz Belediye Başkanlarımızın yaptıklarını Türkiye genelinde hiçbir ayrım yapmadan hayata geçirmektir. Bunu yaptığımız zaman göreceksiniz Türkiye küllerinden yeniden doğacak. Yeniden güçlü bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Birilerinden para dilenmeden. Türkiye zengin bir ülke. Birilerine el avuç açmadan biz bunları yapacağız.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1921 yılında Kayseri’de uçak fabrikasının temelini attı. 9 yıl sonra Kayseri’den kalkan ilk uçak Ankara’ya geldi. Ankara Etimesgut’ta uçak motorları fabrikası kuruldu. İkinci uçak fabrikası Eskişehir’de kuruldu. 1940’lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden 5 ülkeden birisiydik. Kırıkkale küçük bir köydü savunma sanayinin entegre tesisleri orada inşa edildi. Üniversiteler yeniden ayağa kalktı. Anadolu demir ağlarla örüldü. Ve bir şey, hiç kimseye el avuç açılmadı. Her şey kendi imkanlarıyla yapıldı. Osmanlı’nın borcu da son kuruşuna kadar ödendi.

Sayın Başkan yaptıklarını anlatırken bunlar benim zihnimde bir film şeridi gibi geçti. Biz bunları yapabiliriz. Ankara’da yapıyoruz, Adana’da yapıyoruz, Mersin’de yapıyoruz, Aydın’da yapıyoruz, İzmir’de yapıyoruz, İstanbul’da yapıyoruz, Tekirdağ’da yapıyoruz. Belediyelerimizin olduğu her yerde yapıyoruz ve bizim belediyelerimizin olduğu her yerde hiçbir çocuk yatağa aç girmez. Çünkü onlar belde halkını hiçbir ayrım yapmadan kucaklıyorlar. Biz bunu yapmak zorundayız, beraber ve birlikte olmak zorundayız.

Sayın Başkan, adalete de vurgu yaptı. İnsanın olduğu her yerde adalet mutlaka olmak zorundadır. Adalet sadece insan için değil, bizim dışımızda yaşayan her şey için, bütün canlılar için adaleti aramalıyız. Ve dolayısıyla kainat adalet üzerine inşa edildiyse siz vatandaşlarınız arasında ayrım yapamazsınız.

Yine Belediye Başkanı arkadaşlarıma söyledim ‘harcadığınız para sizin paranız değil. Beldelerin parası, milletin parası’ dedim. Yaptığınız her harcamanın hesabını millete vereceksiniz. Hesap vermek kadar değerli bir görev yoktur. Bugün Mansur Yavaş Başkanımız halkına hesap veriyor biz bunları yaptık diyor. Bundan daha değerli ne olabilir? Her projenin fiyatı belli. Youtube’da yayınlıyoruz diyor. Yani müteahhidi çağırıp ‘şu işi sen hallet, üstüne bir para artarsa onu da bizim yandaşa ver’ demiyor. Ne gerekiyorsa temiz bir siyaset için onun gerekliliklerini yapıyor Belediye Başkanı arkadaşlarımız.

O nedenle diyorum, yeni bir sayfayı, güzel bir sayfayı açmak zorundayız. Altı liderin bir arada olmasının temel hedefi de budur. Altı lider bir aradayız hepimiz demokrasi istiyoruz. Hepimiz bu ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz, beraber yaşamak istiyoruz, birlikte yaşamak istiyoruz. Niye kavga ediyoruz? Hangi gerekçeyle kavga ediyoruz? Beraber olmak varken, kucaklaşmak varken niye ayrılıklar, niye kavgalar? Helalleşmeyi onun için söyledim. Helalleşmenin zamanı geldi ve geçiyor bile. Artık eskileri bir tarafa bırakalım, ufkumuza bakalım, büyümeye bakalım.

Ankara uzun süre gerçekten bir başkente yakışmayacak şekilde bir sürü sorunla karşı karşıyaydı. Ankara sıradan bir kent değil değerli arkadaşlar. Milli Kurtuluş Savaşı’nın karargahıdır Ankara aynı zamanda, Ankara aynı zamanda küllerinden doğan bir başkenttir. Ve dolayısıyla Ankara’ya önem vermek, Ankara’da kültürü sanatı geliştirmek, Ankara’nın altyapısını yeniden inşa etmek aslında Milli Kurtuluş Savaşı’nı verenlerin bizden beklentileridir, bunları yapmak zorundayız. Çocuklarımızın bilimle buluşması, teknolojiyle buluşması, çevreyle buluşması bir araya gelmeleri, sohbet etmeleri bunlar olağanüstü güzel şeyler.

Çubuk Barajı’nı beraber açmıştık. Gerçekten eski hali, ben gençliğimde öğrenciyken giderdik oraya. Ama sonradan Çubuk Barajı baraj olmaktan çıkmıştı. Olağanüstü güzel bir çalışma yapıldı sizlerde gördünüz burada. Dolayısıyla Ankara’nın o kesimi de nefes almaya başladı, hafta sonları bir yere gitmeye başladı. Ocağını, mangalını kurmaya başladı. Arkadaşlarıyla sohbet etmeye başladılar. Çocuklar geniş yeşillik bir alanda koşmaya, eğlenmeye başladılar. Oysa Çubuk Barajı Cumhuriyet tarihimizde yapılan ilk barajdır. Olağanüstü zor koşullarda yapılmıştır Ankara’nın susuz kalmaması için.

Bütün bunların hepsine bakınca önümüzde yapacağımız çok şey var ama bunu birlikte yapacağız. Birlikte yaptığımız zaman sonuç alacağız, beraber yaptığımız zaman sonuç alacağız ve ayrım yapmayacağız. Hiç kimsenin kimliğini, hiç kimsenin yaşam tarzını, hiç kimsenin inancını sorgulamadan onu insan olarak esas alıp var olan insansa ve insanın sorunu varsa o soruna hep beraber kilitlenmeliyiz ve sorunları çözmeliyiz. Siyaset kurumunun görevi zaten sorunları çözmektir, sorun yaratmak değildir. Bugüne kadar hep sorun yaratıldı Allah nasip ederse hep beraber sorunları çözmeye kilitleneceğiz.

Başkan konuşurken zihniyet değişikliği gerekir demişti. İşte zihniyet değişikliğinin özü budur. Kimseyi ötekileştirmeden insanın var olan sorunlarını çözmeye kilitlenmektir. O zaman barış içinde yaşayan, huzurlu bir toplumu inşa edeceğiz ve bu toplum aynı zamanda bir refah toplumu olmak zorundadır. Kaynaklar yerli yerinde harcandığında ve siyaset kurumu yaptığı her harcamanın karşılığını, hesabını halkına verdiğinde Türkiye süratle bir refah toplumu olma yolunda ilerleyecektir.

Ben tekrar bu güzel yatırımları yapan Büyükşehir Belediye Başkanımıza hepinizin huzurunda yürekten teşekkür ederim. İyiliğin kalıcı olması hizmetin sürekli olmasına bağlıdır. 5 yıllık görev üstlendi Belediye Başkanlarımız 5 yıl içinde iyiliği sürekli kılacaklardır ve bütün insanları kucaklayacaklardır hiçbir ayrım yapmadan. Bu bizim yeni felsefemiz olarak tarihte yerini alacaktır. Buna da yürekten inanıyorum.

Hepinize teşekkür ederim. Sağ olun, var olun efendim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.