Dolar 32,5705
Euro 34,9337
Altın 2.427,16
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 32°C
Az Bulutlu
Samsun
32°C
Az Bulutlu
Per 21°C
Cum 19°C
Cts 19°C
Paz 18°C

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP TBMM Grup Toplantısı
1 Mart 2023 20:49
135

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, acı günler yaşandığını, yaraların sarılmaya çalışıldığını belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin güzel bir ülke olduğunu ve iyi insanlar bulunduğunu dile getirerek, bazen yanlış tercihler nedeniyle ülkenin krize girdiğini, derin bunalımlara sürüklenildiğini ancak kısa sürede toparlanmak ve kucaklaşmanın herkesin görevi olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, deprem bölgesine ilk kamyon ve tırların gittiğini ifade ederek “Kamyon ve tır şoförlerine teşekkür ederim. En zor koşullarda gittiler. AFAD’ın ve Kızılay’ın çalışanlarına, yöneticileri değil, fedakarca çalışan bu iki kurumun bütün personeline yürekten teşekkür ederim.” diye konuştu.

Deprem bölgesinde çalışan belediyelere de parti ayrımı gözetmeden teşekkür ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bizim ruhumuzda, bizim kimliğimizde, bizim tarihimizde ayrımcılık yoktur. Kim taş üstüne taş koyuyorsa onun yanında durmak gibi bir geleneğimiz vardır. Tarihin bize yüklediği en güzel gelenek budur.” dedi.

Kılıçdaroğlu, askerin zamanında sahaya indirilmediğini öne sürerek “Bu büyük felaketin bir anlamda sorumlusu oldular. Daha sonra gelen güvenlik güçlerimize de yürekten teşekkür ederiz. Tabii en büyük teşekkürümüz, hiçbir şey beklemeden parmaklarıyla, tırnaklarıyla ‘Bir kişiyi nasıl kurtarabilirim?’ diye deprem bölgesine koşan gönüllülere.” ifadelerini kullandı.

CHP’li belediye başkanlarının her noktada olağanüstü başarılara imza attığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, onlara da teşekkür etti. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li belediyelerin bölgeye 8 bin 163 araç, 6 bin 562 insani yardım kamyonu gönderdiğini, 23 bin 473 çalışanının deprem bölgesinde görev yaptığını, 142 mobil mutfak, 153 ikram aracı oluşturulduğunu, 16 mobil fırın yapıldığını, 2 milyon 863 bin 636 battaniye, 252 bin 303 ısıtıcı, 37 bin 96 çadır gönderildiğini anlattı.

Deprem bölgesinde çadır ihtiyacının devam ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bir felaket ortamında nasıl olur da Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum, Cumhuriyetin en değerli kurumlarından birisi olan Kızılay çadır satar, çadır ticareti yapar? Buradan Kızılay yetkililerine sesleniyorum; kardeşim deponuzda kaç çadır varsa, eğer varsa, satılmadık kaç çadırınız kaldıysa getirin. Hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Tarihi kökleri olan bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir? Öğrenciliğimizde Kızılay kumbarası taşırdık, götürüp öğretmenimize teslim ederdik, onlar da Kızılay merkezine gönderirlerdi bu parayı. Kurumun geldiği hale bakın.”

CHP’li belediyelerin gönderdiği yardımları saymaya devam eden Kılıçdaroğlu, bu yardımların sürdüğünü kaydetti.

Devletin, bütün risklere önceden hazırlık yapan kurum olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bu iktidar, yani enkazın altında kalan bu iktidarın deprem konusunda tahminleri yanlış olmuş. Neymiş? İstanbul’da bekliyorlarmış Kahramanmaraş merkezli çıkmış. Hayatımda bu kadar devlet geleneğinden uzak, devlet söyleminden uzak ve devleti tanımayan bir iktidarı ilk kez görüyorum. O nedenle ‘Devlette liyakat esastır.’ diyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, deprem konusunda TBMM’nin, AFAD’ın, üniversite hocalarının, CHP’li belediyelerin, bilim insanlarının değişik zamanlarda yazıldığını söylediği raporlarda söylenmesi gereken her şeyin bulunduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, devleti yönetenlerin bunlardan haberi olmadığını ileri sürerek “Bu iktidar, saat gibi çalışan devletin en temel kolonlarını kesti. Liyakat dediğimiz kavram devlet için önemlidir. İşi ehline vermek, bütün inançlarda, bütün demokrasilerde temel kuraldır. Devletin direği adalettir; adaleti çürüttüler. Kalmadı bir şey. Devletin kolonlarını keserseniz Kahramanmaraş’ta, Adıyaman’da, Hatay’da olduğu gibi bir tabloya mahkum olursunuz. En yetkin insanları kapının önüne koydular. Devlette liyakati değil sadakati esas aldılar.” değerlendirmesinde bulundu.

Devleti yönetenler için depremde kaç kişinin öldüğünün önemli olmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Bakmayın ağladıklarına, ağlamıyorlar. Para dağıtarak, insanları acaba yanımıza çekebilir miyiz diye… Para ile insanın iradesi satın alınır mı? En acılı günde ‘Sana para vereceğim.’ denir mi? İnsanlıktan çıkanlar ancak bunu yapar, insanın ne olduğunu bilmeyenler ancak bunu yapar. Emin olun izlerken utanıyorum. Nasıl bir devlet yönetimidir, nasıl bir çürümüşlüktür, nasıl her şeyi parayla gören bir anlayıştır bu? Anlamakta zorlanıyorum.

‘İki günde bir şey yapmadık, helallik istiyorum.’ Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz siz, bilerek yaptınız. Bunlar olmasaydı bilmiyorsunuz diyecektim. AFAD’ın raporları, üniversite hocalarının raporları, bilimsel makaleleri olmasaydı, TBMM’nin araştırma raporları olmasaydı ‘Bilmiyordunuz.’ diyecektim. Biliyordunuz, kastettiniz, 50 bine yakın yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz.”

Kılıçdaroğlu, TSK’nın en geç 6 saat içinde bu coğrafyada ulaşamayacağı bir yer bulunmadığını belirterek şunları söyledi:

“Kutup çadırları, sahra hastaneleri, sahra mutfakları, ilk 6 saat içinde tamamını yapabilirlerdi. Yaptırmadılar. İnsanların ölümünü beklediler bunlar. Göz göre göre, bağıra bağıra ölümü gördüler. 2 koca gün geçecek, insanlar ölecek, kalkıp diyeceksiniz ki ‘Ben sizden helallik istiyorum.’ Kimin helalliğini istiyorsun sen? Nasıl bir helallik anlayışıdır bu? Donarak hayatını kaybeden vatandaşlar… Neyin helalliğini isteyeceksin. Tırnaklarıyla, elleriyle, kollarıyla, bir şekliyle bir kişiyi kurtarabilir miyim diye çırpınan insanlar… Sen neyin helalliğini isteyeceksin. Gerçekten de devlet yönetilmiyor. Bugün Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir Deprem Kurulu oluşturulması kararı almışlar. Rahmetli Ecevit, Marmara depreminden sonra Ulusal Deprem Konseyini kurdu. Başında da TÜBİTAK vardı. Ne yaptılar biliyor musunuz? 2007’de ilk yaptıkları iş, bu kurulu kapatmak oldu.”

İktidarın “Devlet benimle başladı, benden önce yoktu.” dediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in bütün kurumlarının içinin boşaltıldığını ve çürütüldüğünü savundu. Kemal Kılıçdaroğlu, “Sen Cumhuriyet’ten intikam mı almak istiyorsun? Cumhuriyet’in kurumlarını yok etmek mi istiyorsun? Ne senin ne senin dayandığın bütün varlıkların gücü buna yetmez.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, devletin yeniden inşa edilmesi ve bu konuda sağlıklı bazı kararların alınması gerektiğini ifade etti.

Olası bir deprem felaketinde can kaybı yaşanmasını istemeyen tüm vatandaşlar için 11 maddelik önlem programı hazırladıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, elini kolunu sallayanın, “Ben müteahhidim” diyememesi için bir kriterin olması gerektiğini kaydetti.

Kemal Kılıçdaroğlu, müteahhitler için mesleki sorumluluk sigortası getireceklerini, hata yapan müteahhit hakkında dava açılabileceğini ve kişinin kısa sürede zararını tanzim edebileceğini anlattı.

Yapı denetim elemanları yetiştirileceğini ve mesleki yeterlilik belgesi doğrultusunda çalıştırılacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu kişiler için de mesleki sorumluluk sigortası olacak. Müteahhitle bu kişinin aynı sorumluluğu paylaşması gerekiyor. Bu bağlamda yapılacak bütün yeni yapıların bir kimliği olacak ve bunun tapuya kaydı yapılacak. Ayrıca okullar, hastaneler, AVM’ler, konser salonları gibi yerlerde deprem güvenliği sertifikası olacak. Sertifika almayanlar bu işi yapamayacak.” dedi.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan Kızılay ve benzeri kurumları, kuruluş amaçları doğrultusunda yeniden dizayn edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, bu kurumların rant merkezi haline geldiğini savundu. Kılıçdaroğlu, “Buraları rant merkezi olmaktan çıkaracağız. Başındaki kişi, 5, 6, 10 yerden aylık alıyor. Bu kurumlar yardım kuruluşu, rant buralarda olmamalı.” ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde CHP’li belediyelerin engellenmek istendiğini, hükümetin yapamadıklarını CHP’li belediyelerin gerçekleştirdiğini ileri sürdü.

“Bu depremde hepimiz oturup kalkalım CHP’li belediyelere teşekkür edelim” diyen Kılıçdaroğlu, “CHP’li belediyeler ulaşılamayan her yere ulaştı, ama önünü kesmeye çalıştılar, engel olmaya çalıştılar. İnsanda biraz vicdan olur ya. Enkazın altında vatandaş bekliyor, ‘Ben giderim, sen gidemezsin’ denildi. Nedeni ise CHP’li olması. Kaldı ki gittiğimiz yerlerde CHP’li olduğumuzu bile dile getirmedik.” değerlendirmesinde bulundu.

Depreme özel ihtisas mahkemeleri kurulması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, açılan davaların 30, 40, 50 yıl sürmesinin önüne geçilebilmesi adına bu mahkemelerin kurulmasının şart olduğunu dile getirdi.

Deprem anı ve sonrasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevleri ile ilgili bir protokolün de hazırlanacağını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Dünyanın tüm demokrasilerinde böyle bir olayla karşılaşıldığında ilk hareket eden askerdir. Çünkü onların eğitilmiş personeli vardır. 1999 depreminden sonra özel bir birlik, özel bir tabur kurulmuştu, nerede bu tabur? Büyük felaketler karşısında bu toplumun nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda bir paradigma değişikliğine ihtiyaç var. Devleti yönetemiyorlar, devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini hem kendi halkımıza hem bütün dünyaya anlatmak istiyoruz. Herkesin can ve mal güvenliğinin güvence altında olduğu bir devleti inşa etmek istiyoruz. Herkesin deprem karşısında yıkılmayacak, sağlam binalarda oturmasını istiyoruz. Hiç kimsenin büyük acılar yaşamasını istemiyoruz.

Bunlar yapıldığı zaman hiç kimse enkaz altında kalmayacak ve hiç kimse ‘Nerede bu devlet’ demeyecek. 11 maddelik paradigma değişikliğini hayata geçireceğiz. Kısa süre içerisinde bunu gerçekleştireceğiz. Çünkü vadesi seçimlere kadar olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Seçimlerden sonra vadesi dolacak. Bizim üstümüze büyük yükler düşüyor. Hala enkaz altında kalanlar var, 50 bine yakın insan hayatını kaybetti. Bunun sorumluluğunu siyasi iktidar ne kadar kendi ruhunda hissediyor? Bir kişi, ‘Ben bu işin sorumlusuyum’ diye istifa etmedi. Millet İttifakı olarak akılla, bilgiyle, birikimle, adaletle, liyakatle bu sorunları çözeceğiz. Ortak mutabakat metnimizin temel felsefesi de budur zaten.”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devletin kolonlarının kesildiğini ileri sürerek, Millet İttifakı olarak bunu yeniden inşa edeceklerini söyledi.

Seçimlerden sonra kendilerine büyük iş düştüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, acil olarak yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“Evi veya iş yeri yıkılan ya da yıkılacak tüm hak sahiplerinin ana paraları ve faizleri silinsin. Zaten adamın evi başına yıkılmış vaziyette hala para mı istiyorsunuz? Yeni konut ya da iş yeri yapımında depremzedelerden hiçbir bedel alınmasın. Sosyal devlet, zor günde kendisini gösterir. Evini yapacaksın, anahtarını teslim edeceksin. Devletin, yıkılan konutların veya iş yerlerinin projelerini onaylayanları yargılaması ve maliyetleri onlardan alması lazım. Kamu borçlarının faizsiz yapılandırılması gerekiyor. Kırsalda yaşayanlara ivedilikle gübre, tohum, sulama, ilaç ve yem desteği nakit ödensin. Tarlaların ekilmesi, gübre atılması gerekiyor ama ortada birşey yok. Üreticilerin elektrik borçlarını da kamu ödesin. Küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiricileri, arıcılar dahil kümes hayvanı yetiştiricilerinin ürünlerine maliyet artı makul kar olmak üzere taban fiyat garantisi verilsin. Deprem yönetmeliklerine uygun olarak güçlendirilmesi gereken tüm yapıların güçlendirilmesi için hak sahiplerine uygun koşullu ve uzun vadeli finansman sağlansın.

Hasar tespit komisyonlarında çalışanlara güvence ve sorumluluk verilsin. Konutları, iş yerleri yıkılan ya da yıkılacak tüm ailelerin yeni yaşam alanlarındaki internet hizmeti en azından 3 yıl süreyle devlet tarafından karşılansın. Depremde otomobil, kamyonet, tır, otobüs, motosiklet, traktör, biçerdöver, pulluk gibi ulaşım ve hizmet araçlarını kaybeden depremzedelere yeni araç alımlarında faizsiz, uzun vadeli kredi sağlansın. Özellikle kırsal bölgelerdeki kamu personelinin lojman ihtiyacı var, bunun da süratle karşılanması lazım. Deprem bölgesinin yeniden yapılanmasında kamudan ihale alan firmalara, bölgede yürüteceği işlerde kullanacağı personelin en az yüzde 25’ini o bölge halkından alma zorunluluğu getirirsin. Devleti yönetenler bu saydıklarımın farkında değiller. Onlar çadır satmakla, kan satmakla meşguller. Bunları yapmazlarsa bu saydıklarımın tamamını biz yapacağız. Hiç kimse endişe etmesin o 418 milyar doları o beşli çeteden alacağım, herkesi depremde yıkılmayacak binalarda oturtacağım. Gün, saydığım paradigmayı hayata geçirme günüdür.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.