Euclid Teleskobu: Evrenin “Karanlık Tarafını” Aydınlatan Yeni Harita
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından Temmuz 2023’te fırlatılan Euclid Misyonu, evrenin en büyük gizemlerinden olan karanlık madde ve karanlık enerjiyi araştırmak amacıyla başlatıldı. Bilim insanları, bu misyon ile evrenin “karanlık tarafı” hakkında kalıcı sorulara cevap bulmayı hedefliyor ve bunun için bugüne kadar oluşturulmuş en büyük ve en ayrıntılı 3D haritayı inşa ediyorlar.
Euclid teleskobunun ilk elde ettiği görüntüler, 25 Mart – 8 Nisan 2024 tarihleri arasında yapılan gözlemler sonucunda bir araya getirilen 208 gigapiksel boyutunda bir haritanın küçük bir bölümünü temsil ediyor. Bu görüntüler, 15 Ekim 2024’te İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen Uluslararası Astronotlar Kongresi’nde tanıtıldı.
Evrensel Bilgilere Yeni Bir Pencere: İlk Harita
ESA’nın Euclid proje bilimcisi Valeria Pettorino, bu haritanın evrenin %1’lik bir kısmını kapsadığını belirtti ve şu ifadeleri kullandı: “Bu muhteşem görüntü, altı yıl içinde gökyüzünün üçte birinden fazlasını ortaya çıkaracak bir haritanın ilk parçası. Buna rağmen, bilim insanlarının evreni tanımlamanın yeni yollarını keşfetmesine yardımcı olacak birçok kaynağı içeriyor.”
Euclid teleskobu, dünyanın güney yarım küresinden görülebilen gece gökyüzünün bir bölümünü kapsayan bu mozaikte yaklaşık 100 milyon yıldız ve galaksiye yer verdi. Ancak bu sadece başlangıç. Gökyüzünün tamamı tarandığında, Euclid’in bu keşfi evrenin derinliklerinde gizlenmiş birçok bilinmeyeni aydınlatacak.
Euclid’in Hedefi: Karanlık Madde ve Karanlık Enerji
Euclid teleskobunun temel misyonlarından biri, henüz doğrudan gözlemlenememiş olmasına rağmen evrenin kütlesinin yaklaşık %85’ini oluşturduğu düşünülen karanlık maddeyi incelemek. Buna ek olarak, evrenin genişlemesini hızlandıran gizemli bir güç olan karanlık enerji de gözlemleniyor.
NASA’nın Jet Propulsion Laboratuvarı’nda gözlemsel kozmoloji uzmanı olan Jason Rhodes, Euclid’in kapsamlı gözlemleri sayesinde milyarlarca galaksinin ayrıntılı ölçümlerinin yapılacağını belirtiyor. Bu ölçümler, evrenin yapısını belirleyen güçlerin anlaşılmasına ve evrenin hızla genişlemesinin nedenlerine ışık tutacak.
James Webb’e Rakip: Daha Geniş Açı, Daha Detaylı Gözlemler
Euclid teleskobunun geniş açısı, NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu’ndan 100 kat daha büyük bir gökyüzü bölümünden veri kaydedebiliyor. Bununla birlikte, Euclid’in hassas kameraları birçok gök cismi hakkında ayrıntılı bilgiler elde etmeyi sağlıyor.
Euclid’in son gözlemlerinden birinde, yaklaşık 470 milyon ışık yılı uzaklıktaki Abell 3381 galaksi kümesi ve Samanyolu galaksisindeki yıldızlar arasında yer alan mavi bulutlar ayrıntılı bir şekilde incelenebildi. Bu tür detaylar, evrendeki yapıların nasıl şekillendiğini ve hareket ettiğini anlamada önemli veriler sunuyor.
Evrendeki Genişleme ve Büyük Sorular
Evrenin genişlemesi ilk kez 1920’lerde Georges Lemaître ve Edwin Hubble tarafından keşfedildi. Ancak, 1990’lı yıllarda yapılan araştırmalar, evrenin genişleme hızının yaklaşık 6 milyar yıl önce arttığını ortaya çıkardı. Bu hızlanmanın nedeni hâlâ açıklanabilmiş değil.
Karanlık madde ve karanlık enerjinin gerçek doğasını anlamak, evrenin nasıl oluştuğunu ve yerçekiminin temel işleyişini daha derinlemesine kavramaya yardımcı olabilir. Euclid teleskobu, 10 milyar ışık yılı uzaklıktaki milyarlarca galaksiyi gözlemleyerek, bu güçlerin zamanla maddeleri nasıl etkilediğini araştıracak.
10 Milyar Yıllık Evrim ve Gelecek Gözlemler
Euclid teleskobu, gözlemleri sırasında yaklaşık 1.5 milyar galaksiyi ve bu galaksilerdeki yıldızları kataloglayacak. Her galaksi için kütle ve yıldız oluşum hızı gibi kritik veriler toplanacak. Bu bilgiler, evrenin son 10 milyar yıldaki evrimini anlamada bilim insanlarına benzersiz bir fırsat sunacak.
Euclid’in şu ana kadar tamamladığı gözlemler, misyonun yalnızca %12’sini oluşturuyor. Ancak elde edilen ilk görüntüler, gelecekte oluşturulacak çok daha geniş bir haritanın umut verici bir önizlemesini sunuyor. Bilim dünyası, Euclid’in bu uzun soluklu gözlemleri sonucunda evrenin en büyük sırlarını aydınlatmayı umut ediyor.
Kaynak: ESA, NASA, Uluslararası Astronotlar Kongresi