Evrendeki Galaksilerin Çoğundan Daha Büyük Kara Delik Keşfedildi
Göksel fenomenin kütlesinin Güneş’inkinden 30 milyar kat daha fazla olduğu tahmin ediliyor…
Royal Astronomical Society tarafından çarşamba günü yayınlanan bir araştırmaya göre, İngiliz bilim adamları tarafından kozmik cisimlerin teorik olarak ne kadar büyük olabileceğinin üst sınırında olduğu açıklanan ultra kütleli bir kara delik keşfedildi.
Durham Üniversitesi’nden bir ekip, kara deliği, geçen ışıkla nasıl etkileşime girdiklerini tespit ederek uzak evrendeki olayların gözlemlenmesini sağlayan yerçekimsel mercekleme adı verilen bir teknik kullanarak keşfetti.
Araştırma lideri Dr. James Nightingale, “güneşimizin kütlesinin kabaca 30 milyar katı ” olduğu göz önüne alındığında, bu kara deliği keşfetmenin “son derece heyecan verici” olduğunu söyledi.
Nightingale çarşamba günü BBC Radyosuna “Bir astronom olarak bile bu şeyin ne kadar büyük olduğunu anlamakta zorlanıyorum” dedi. “Bu kara delik, evrendeki galaksilerin çoğundan daha büyük.”
Nightingale, katıksız boyutun bilimin karadelik anlayışını sınırlarını zorladığını da sözlerine ekledi. Ayrıca, “evrenin varoluşundan sadece 13 milyar yıl sonra” böylesine inanılmaz bir kütleye sahip bir kara deliğin nasıl oluşabileceğini de sorguladı.
Bir kara delik, uzayda çok yoğun bir nesnedir ve yerçekimi o kadar güçlüdür ki hiçbir şey, ışık bile ondan kaçamaz. Ultra kütleli kara deliklerin evrendeki en büyük nesneler olduğu ve Samanyolu gibi büyük gökadaların merkezinde olduklarına inanılıyor.
Bununla birlikte, insanlığın ultra kütleli kara delikler anlayışıyla ilgili olarak hala birkaç kör nokta var. Kesin kökenleri belirsizdir, ancak yaygın bir teori, evrenin emekleme döneminde milyarlarca yıl önce büyük gökadaların çarpışmasıyla oluştukları yönündedir.
Çarşamba günkü rapordaki bulguların kökeni, 2004 yılında, Durham Üniversitesi Profesörü Alastair Edge’in bir derin uzay gökada araştırmasının görüntülerini gözden geçirirken ilk kez belirgin bir ışık yayı fark etmesiyle ortaya çıktı.
Nesnenin incelenmesi, Almanya’daki Max Planck Enstitüsü’nün yardımıyla, NASA’nın Hubble teleskobundan alınan yüksek çözünürlüklü görüntüler ve kara deliğin varlığını doğrulayan Durham Üniversitesi’ndeki süper bilgisayar tesislerinin yardımıyla ilerledi.