LRT’den Siyasi Müdahale Protestosu
📢 Litvanya Devlet Kanalı LRT’den Siyasi Müdahale Protestosu: “Bağımsızlığımız Tehdit Altında”
Litvanya’nın devlet televizyonu ve radyosu LRT, iktidardaki koalisyonu bağımsız medyayı kendisine tabi kılmaya çalışmakla suçlayarak protesto başlattı. Gerekçe, kanalın genel müdürünün görevden alınmasını kolaylaştıracak yasa değişikliklerinin meclisten geçirilmeye çalışılması.
Görevden Alma Eşiği Tartışması
Halkçı Nemunas Şafağı partisinin lideri Remigijus Zemaitaitis tarafından sunulan ve mecliste ilk okuması kabul edilen yasa taslağı, Genel Müdür’ün görevden alınması için gereken eşiği mevcut üçte iki çoğunluktan basit çoğunluğa düşürmeyi hedefliyor.
- Uzlaşma Çabası: Zemaitaitis daha sonra konseyin on iki üyesinden en az yedi oy gerektiren bir uzlaşma teklifi sunsa da, LRT Konseyi mevcut sekiz oyluk (nitelikli çoğunluk) kuralının kalmasında ısrar ediyor.
Protesto ve Avrupa İhlali Uyarısı
LRT çalışanları ve gazetecileri Pazartesi günü yaptıkları açıklamada, yasa taslağının medya kuruluşları ve hukuk uzmanları dahil edilmeden hızla ilerletilmesini protesto etti.
- Endişe: Çalışanlar, bu değişikliklerin her yeni hükümetin kendi sadık yöneticisini atamasının önünü açacağını ve LRT’nin bağımsızlığını koruyan güvenceleri sökmeye yönelik çabalar olduğunu belirtti.
- Hukuki Uyarı: Önerinin, Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası’na ve Litvanya Anayasa Mahkemesi doktrinine aykırı olabileceği uyarısında bulunuldu.
- Protesto Planı: Çalışanlar, yayınlarda kısa süreli sessizlikleri içeren bir haftalık protesto ilan etti ve 9 Aralık’ta parlamento önünde halka açık bir miting çağrısı yaptı.
Siyasi Arka Plan
Bu anlaşmazlık, LRT’ye yönelik planlanan bir “siyasi tarafsızlık” denetiminin ve parlamentonun kanalın 2026-2028 yılları arasındaki fonlarını dondurma kararının ardından geldi. LRT çalışanları bu adımların yayın kuruluşunun bağımsızlığını tehlikeye attığını söylüyor.
Litvanya’nın bilgi alanındaki kontrol mücadelesi, ülkenin Baltık komşularıyla birlikte 2022 Ukrayna çatışmasından bu yana Moskova’ya karşı AB’nin en sert tutumlarından birini alması nedeniyle hassas bir konu olarak görülüyor.