Siber Tehditlerle Mücadele

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Milli teknoloji hamlesi kazanımlarını güvence altına alacak siber güvenlik olgunluğuna erişmek için yeni nesil siber tehditlerle mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz.” dedi.

Bakan Varank, Siber Güvenlik Haftası ve Uluslararası Siber Savaş ve Güvenlik Konferansı’na katıldı. Buradaki konuşmasında, içinde bulunulan dijital çağda, bilgi ve iletişim teknolojilerinin çok hızlı bir şekilde geliştiğini belirten Varank, şunları söyledi:

YAPAY ZEKA: Bu teknolojiler tarafından sunulan hizmetler, her alanda yaygınlaşarak hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldu. Geçmişte, sadece kişilerin iletişim ihtiyaçlarının ön planda olduğu bir dünya vardı. Bugün ise iletişim ağına dâhil olmuş milyarlarca nesneyi konuşuyoruz. Her bir nesne insanlığa yeni bir veri sunuyor. Bu veriler yapay zekâ ile işlendiğinde sağlıkta, ulaşımda, tarımda, sanayide ve daha birçok alanda adeta devrim yapıyor.

SİBER SALDIRI: Her alanda olduğu gibi, dijitalleşme de avantajlarının yanında dezavantajlarıyla beraber geliyor. Adeta iki ucu keskin bir bıçak. Hayatımızı hızlı bir şekilde değiştiren dijitalleşme, kötüye kullanımıyla maddi ve manevi büyük zararlara yol açabiliyor. Yenilikçi teknolojilerle daha da karmaşıklaşan siber saldırılar, kritik altyapılara ciddi hasarlar verebiliyor; kritik hizmetlerin kısmen ya da tamamen devre dışı kalmasını sağlayarak toplumsal düzeni bozma veya ülke güvenliğini tehlikeye sokma potansiyeli taşıyor.

SİBER DÜNYA: Ciddi can ve mal kaybına sebep olabiliyor. Sınırların olmadığı siber dünyada özellikle konum tespitinin de daha zor olması sebebiyle saldırganlar, maalesef çok daha cüretkâr davranabiliyorlar. Bu durum siber dünyanın, savaş için kullanılmasını daha cazip hale getiriyor.

6 TRİLYON DOLARLIK MALİYET: Maddi açıdan bakacak olursak, siber saldırıların sadece bu yıl 6 trilyon dolarlık bir maliyete ulaştığı düşünülüyor. Teknolojinin, insanlığa faydalı olan yüzünün yanında, kötü ellerde etkili bir silaha dönüşen yüzü mücadele edilmesi gereken bir tehdit olarak her zamankinden çok daha ciddi bir şekilde karşımızda duruyor. Belki de bundan sonra savaşları başlatacak ilk kurşun dijital ortamdan sıkılacak.

ULUSAL SİBER GÜVENLİK: Ulusal siber güvenliğin, bir ülkenin bağımsızlığının ve ekonomik kalkınmasının teminatı olduğunu artık rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu nedenle nasıl sınırlarımızı kararlılıkla koruyorsak, nasıl Suriye’de ya da Mavi Vatan’da çıkarlarımız için mücadele ediyorsak, Siber Vatan olarak ifade ettiğimiz alanda da mücadelemizi sürdürüyor; buna göre stratejiler geliştiriyoruz. Biz siber saldırılara karşı milli direncin, ancak bütüncül bir yaklaşımla hayata geçebileceğinin farkındayız.

ORTAK AKIL: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, Dijital Dönüşüm Ofisi ve diğer tüm kurum ve kuruluşlarımızla beraber bazen ayrı ayrı ama hep ortak akılla siber vatanımızı savunuyoruz. Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu ile ülkemizde bilişim ve siber güvenlik sektörünün gelişmesini, küresel pazarda rekabet gücünün artırmasını sağlayacak politikalar oluşturuyoruz.

BİLGİ GÜVENLİĞİ FARKINDALIĞI: Toplumun bilgi güvenliği farkındalık seviyesinin artırılması amacıyla “Bireylere Yönelik Bilgi Güvenliği Rehberi”ni, sanayi kurumlarında siber güvenliğin sağlanmasına yönelik faaliyetlerin tanımlanması amacıyla “Sanayinin Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi”ni, sektör firmalarının asgari seviyede ihtiyaç duyacakları siber güvenlik ürünlerinin belirlenmesi amacıyla “Mevcut Durum Değerlendirme ve Gereksinim Analizi Kılavuz”unu hazırladık.

SİBER GÜVENLİK TEKNOLOJİ YOL HARİTASI: Milli araştırma kurumumuz TÜBİTAK’la siber güvenlik alanında önceliklendirme çalışmaları yapıyoruz. 2021 yılında Bakanlığımız ve TÜBİTAK eşgüdümünde “Siber Güvenlik Teknoloji Yol Haritası” hazırladık. Bu kapsamda; IoT cihazların bulunduğu ağlardaki trafiği yönetebilen, siber saldırıları önleyen teknolojiler, otonom sistemlere ve yönetim ara birimlerine yönelik siber saldırıları önleyici teknolojiler, son kullanıcı cihazların güvenliğine yönelik teknolojiler gibi 8 farklı alanı öncelikli olarak destekliyoruz.

ULUSAL VERİLERİN KORUNMASI: TÜBİTAK BİLGEM’le ülkemizde işlenecek ulusal verilerin korunması için bir platform geliştiriyoruz. Sinerji projesi ile enerji kritik altyapı sistemlerini modelleyerek, saldırılara karşı bir simülasyon platformunun geliştirilmesi için çalışıyoruz. Bulut bilişim uygulamalarına yönelik güvenlik çözümlerimizi kendimiz geliştirdik, kamudan başlayarak bunların bir kısmını kullanıma açtık.

664 PROJEYE 1 MİLYAR LİRA DESTEK: Ülkemiz yararına yürüttüğümüz, bunlar gibi daha birçok projemiz var. Siber güvenlik alanında çalışan özel sektör firmalarını ve akademisyenleri de yine TÜBİTAK ile destekliyoruz. Son 20 yılda siber güvenlik alanındaki 664 projeye güncel rakamlarla 1 milyar liraya yakın destek verdik.

SİBER GÜVENLİK EĞİTİMİ: Deneyap teknoloji atölyelerimizde, daha hayata yeni başlayan evlatlarımıza birçok teknoloji eğitimiyle beraber, siber güvenlik eğitimleri de veriyoruz. Açık Kaynak Platformu ile olası siber güvenlik sorunlarının önüne geçecek açık kaynak çözümlerin geliştirilmesi için öncülük ediyoruz.

İŞ BİRLİĞİ: Artık doğru teknolojiye doğru zamanda yatırım yapan bir Türkiye var. Bu manada “Dijital Türkiye” ve “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonu doğrultusunda birçok alanda olduğu gibi siber güvenlik alanına da kamu, üniversite ve özel sektör iş birliğine odaklanmış durumdayız.

KARARLILIKLA MÜCADELE: Milli teknoloji hamlesi kazanımlarını güvence altına alacak siber güvenlik olgunluğuna erişmek için yeni nesil siber tehditlerle mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz. İhtiyacımız olan yapısal dönüşümleri hayata geçirmek üzere gerekli adımları attık, atacağız.

“SİBER ORDULARIN OLUŞTURULDUĞU DÖNEMDEYİZ”

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, yeni nesil savaş veya uçak gemisi için siber saldırıların, bir füzeden daha büyük tehdit olduğunu belirterek, “Bir model uçak veya bir model gemi, bir anlamda uçan veya yüzen bilgisayar konumundalar. Onların maruz kaldığı tehditler sıralamasında siber tehdidi asla göz ardı edemeyiz. Bu açıdan dünyada siber orduların oluşturulduğu bir dönemdeyiz.” dedi.

“FİZİKSEL VE DİJİTAL ORTAMLAR İÇİ İÇE GEÇİYOR”

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, dijital çağdaki dönüşüme işaret ederek, “Fiziksel ve dijital ortamlar giderek iç içe geçiyor. Dijital ortama aktarılan her hizmetle birlikte yaşamlarımız da siber uzaya taşınıyor. Siber suç, siber casusluk ya da siber terör gibi kavramlarla hem siber alan hem de fiziksel ortam tehdit edilebiliyor.” diye konuştu.

Konferansa, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, KOSGEB Başkanı Hasan Basri Kurt, TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin ile ATO Başkanı Gürsel Baran da katıldı.