Gruba beş yeni üye katıldı ve bu yıl içinde daha fazla genişleme bekleniyor…
Suudi Arabistan Salı günü BRICS+ grubuna katıldığını resmen açıkladı ve haber devlet televizyonu tarafından yayınlandı.
Riyad aylardır gruba katılım konusunda müzakereler yürütüyordu ve Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan geçtiğimiz Ağustos ayında “uygun bir karar” alınmadan önce harekete ilişkin tüm ayrıntıların değerlendirileceğini ifade etmişti.
Dışişleri Bakanı o dönemde BRICS grubunun üye ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğini güçlendirmek için “faydalı ve önemli bir kanal” olduğunu söylemişti.
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın 1 Ocak’a kadar yer aldığı gruba yılbaşında beş yeni üye katıldı. Suudi Arabistan’ın yanı sıra Mısır, Etiyopya, İran ve BAE de gruba dahil oldu. Bir diğer müstakbel üye Arjantin ise geçen yılın sonlarında ülkede yapılan başkanlık seçimlerini Javier Milei’nin kazanmasının ardından katılım planlarından ani bir U dönüşü yaptı.
Venezüella’nın Ekim 2024’te Rusya’da yapılacak bir sonraki zirvede daimi üye olmak istemesiyle birlikte grubun bu yıl içinde daha da büyümesi bekleniyor.
Moskova grubun bir yıllık dönem başkanlığını üstlenirken Devlet Başkanı Vladimir Putin yeni ortakların “uyumlu entegrasyonunu kolaylaştırma” sözü verdi. Putin, yaklaşık 30 ülkenin daha grubun faaliyetlerine şu ya da bu şekilde katılma niyetlerini ifade ettiklerini kaydetti.
Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Le Monde Diplomatique’in İspanyolca baskısında Pazartesi günü yayınlanan bir röportajında konuyla ilgili konuşarak, grubun geniş ekonomik gücü göz önüne alındığında “insanlığın geleceğini” temsil ettiğini savundu.
IMF rakamlarına göre genişleyen BRICS, satın alma gücü paritesine göre GSYH bakımından önde gelen Batılı ülkelerin oluşturduğu gayrı resmi bir grup olan G7’yi geride bırakarak dünya toplamının %36’sına tekabül ediyor.
Maduro da Arjantinli mevkidaşının hamlesini eleştirerek BRICS+ planlarını rafa kaldırma kararının Milei’nin ülkesine karşı bugüne kadar yaptığı “en beceriksiz ve en aptalca şeylerden biri” olduğunu savundu. Maduro, Milei’nin bu kararıyla ülkeyi fiilen 19. yüzyıla geri götürdüğünü ve “emperyal tek kutuplu dünyanın bir tebaası” haline getirmeye çalıştığını öne sürdü.
