Üst Düzey BM Yetkilisi Filistinlilere Yönelik Soykırımın Durdurulamaması Nedeniyle İstifa Etti

Craig Mokhiber, örgütün “ABD’nin gücüne teslim olduğunu” ve “İsrail lobisine” boyun eğdiğini söyledi…

BM’nin New York’taki insan hakları ofisinin (OHCHR) direktörü Craig Mokhiber, kurumun İsrail-Filistin krizini gerektiği gibi ele alamamasını gerekçe göstererek görevinden istifa etti.

Üst düzey yetkili, BM’nin işini yapmak yerine “ABD’nin gücüne teslim olduğunu” ve “İsrail lobisine” boyun eğdiğini, “Filistin’deki Avrupalı, etno-milliyetçi, yerleşimci sömürge projesinin son aşamasına girdiğini” iddia etti.

Mokhiber, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk’e yazdığı ve Salı günü yayınlanan mektubunda, “Bir kez daha gözlerimizin önünde bir soykırım yaşandığını görüyoruz ve hizmet ettiğimiz Örgüt bunu durdurmak için güçsüz görünüyor” dedi.

Yetkili, İsrail’in Gazze Şeridi’nde devam eden eylemlerini açıkça “soykırım” olarak nitelendirdi ve bu kelimenin “sık sık siyasi istismara maruz kaldığını” kabul etti.

Mokhiber, “Ancak Filistin halkının etnik-milliyetçi yerleşimci sömürge ideolojisine dayanan mevcut toptan katliamı … şüpheye ya da tartışmaya yer bırakmıyor” dedi.

Bu, ders kitabı niteliğinde bir soykırım vakasıdır. Filistin’deki Avrupalı, etnik-milliyetçi, yerleşimci sömürgeci proje, Filistin’deki yerli yaşamın son kalıntılarının da hızla yok edilmesine yönelik son aşamasına girmiştir.

Mokhiber’e göre ABD, İngiltere ve “Avrupa’nın büyük bir kısmı, sadece uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeyerek değil, aynı zamanda saldırıyı aktif bir şekilde silahlandırarak, ekonomik ve istihbarat desteği sağlayarak ve İsrail’in zulmüne siyasi ve diplomatik kılıf uydurarak” bu korkunç saldırının tamamen suç ortağıdır. Bu “örtü”, “soykırımı kolaylaştırmak için Filistinlileri sürekli olarak insanlıktan çıkaran, savaş propagandası yapan ve ulusal, ırksal ya da dini nefreti savunan”, giderek daha fazla ele geçirilen ve devlete bağlı hale gelen “Batılı şirket medyası” tarafından daha da güçlendirilmektedir.

Mokhiber, BM’nin eskiden Güney Afrika’daki apartheid döneminde olduğu gibi “bütünlüğüne” dayanan “ilkelere” ve “otoriteye” sahip olduğunu, ancak yıllar içinde bunların hepsini kaybettiğini düşünüyor. BM’nin soykırımları durdurmakta defalarca başarısız olduğunu belirten Mokhiber, Ruanda ve Bosna’daki olayları, İslam Devleti (İD, eski adıyla IŞİD) tarafından Ezidilere yönelik soykırımı ve Myanmar’daki Rohingyaları örnek olarak sıraladı.

“Son yıllarda BM’nin önemli bölümleri ABD’nin gücüne ve İsrail Lobisi’nin korkusuna teslim olarak bu ilkeleri terk etti ve uluslararası hukukun kendisinden uzaklaştı. Bu terk edişle çok şey kaybettik, özellikle de kendi küresel güvenilirliğimizi. Ancak başarısızlıklarımız sonucunda en büyük zararı Filistin halkı gördü” dedi.

Durumu düzeltmek için BM’nin “son günlerde dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde, dayak ve tutuklanma riskini bile göze alarak soykırıma karşı ayağa kalkan kitlelerin sergilediği ilkeli duruştan ders alması” gerektiğini belirtti. Bunun dışında, yetkilinin “son derece ırkçı, yerleşimci-sömürgeci bir proje” olarak tanımladığı İsrail’in “parçalanmasını” sağlayacak “tarihi Filistin’in tamamında tek, demokratik, laik bir devletin” kurulmasını savunarak, kurumu “hayali iki devletli çözümden” vazgeçmeye çağırdı.