Muallim ve Mürşit Kiraz Hoca
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Âlimler ve mürşitler; fert ve toplumu hakka çağırdığı, İslam’ın hakikatini öğrettiği, dünya ve ahiret saadetinin yolunu gösterdiği için nebilerin varisleridirler. Kur’an; âlim ve mürşitleri; “…Kulları arasından, İslam bilgisine sahip olan âlimler, yalnızca Allah’tan gereği biçimde korkarlar…” olarak tanımlar. Âlimler, mürşitler ve adil yöneticiler, fert ve toplumun istikamet üzere bulunmalarının iki unsurudur. Bu iki kesim İslam’ca düşünür ve yaşar ise, fert ve toplum da İslam’ca düşünür ve yaşar. Bu iki kesim, şuurlu Müslümanlıktan uzaklaşırşa, fert ve toplum da, din ve düzen olarak İslam’dan uzaklaşır. Müslüman toplumlar arasında yaygın eğitim etkili olmuştur. Geçmiş dönemlerde, tekkeler ve medreseler toplumun âlim ve mürşitler ile buluşma mekânları olarak, onların eğitimine önemli katkılar sağlamıştır. Öğrenmenin önemli kanallarından birisi de sohbetler, vaaz ve nasihatlerdir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dönemlerinden itibaren Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi Ordu ilinde de Kiraz Hoca olarak şöhret bulmuş Mehmet Akkiraz’ın yagın eğitim ve irşat geleneğinin en tanınmış temsilcilerinden biri olduğunu ifade etmek bir hakkı teslim etmektir. Kiraz Hoca; Mehmet Akkiraz (Hicri 1316) Miladi 1900 yılında Korgan’da doğdu. Korgan, o tarihlerde Fatsa’ya bağlı bir köy iken 1960 yılında ilçe yapılmıştır. Aile çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşırdı. Kiraz Hoca; ailenin ilk çocuğu olduğundan çocukluğunu çobanlık yaparak geçirmiş ve babasına işlerinde yardımcı olmuştur. 16.06.1997 Pazartesi günü Hakk’a yürümüştür.
EĞİTİMİ
Babası Hasan Efendi, oğlunu yörede bulunan mahalli mekteplerde okutmaya çalışmıştır. Vefatına kadar (1915) onun okumasıyla yakından ilgilenmiştir. Söğüt ağacından ona elif cüzü yapmıştır. Babasının vefatından sonra da annesi Müsep Hanım, oğlunun okumasına özel önem atfetmiştir. Mahalli hocaların yanında dayısı Poyraz İmam Mehmet Efendi ve yengesi Hanife Hanım’dan dersler almıştır. 1920 yılında yakalandığı bir hastalık sebebiyle askerliği tecil edilen Kiraz Hoca, Fizme’nin Akdana Mahallesi’nde Abdi Hoca olarak tanınan Abdurrahman Hilmi Bilici’nin (1890-1957) açtığı medreseye kaydını yaptırmıştır. Bu medresede, 3 Mart 1924 tarihinde medreseler kapatılıncaya kadar tahsiline devam etmiştir. Alet ve Şeri ilimleri medresede Abdi Hoca’dan alan Kiraz Hoca, Kur’an derslerini de yörenin tanınmış âlimlerinden Ağacaalanlı Kayaoğlu Yusuf Efendi’den almıştır. Almış olduğu bu eğitim sayesinde Kur’an’ı çok güzel okurdu. Yörenin yetiştirdiği âlimlerden Sarı Müftü; Sait Efendi ile de zaman zaman ilmi müzakerelerde bulunmuştur.
ZORU BAŞARMAK
Medresede genel eğitimini tamamlayan Kiraz Hoca, manevi ilimler alanında da kendisini yetiştirmenin yollarını arar. Çok sevdiği hocası Abdurrahman Efendi’nin manevi ilimler alanında da dolu olduğunu bilir ve hocasını ziyaret ederek, manevi ilimler alanında da kendisine yardımcı olmasını talep eder. Hocası Abdurrahman Efendi kendisinin o an itibariyle icazetli olmadığını söyleyerek Sivas’a gitmesini, Sivas’a ise yakın köylüsü yörenin tanınmış zatlarından Hamit Hoca ile gidebileceğini işaret eder. Hamit Hoca; Kiraz Hoca’nın dayısı Poyraz İmam Mehmet Efendi’nin kayınbiraderidir. Hamit Hoca Kiraz Hoca’yı Sivas’a götürür. O yıllar; Kurtuluş Savaşı’nın yapıldığı yıllardır. Hamit Hoca geçimini tarakçılıkla sağlamaktadır. Bu yolculukta Kiraz Hoca; Hamit Hoca’nın yaklaşık 60 kg ağırlığındaki çuvalını sırtında taşıyarak Sivas’a gitmiştir. Uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra Sivas’a varırlar. Kat ettikleri mesafe yaklaşık 260 km’dir. Hamit hoca Kiraz Hoca’yı Mustafa Taki Efendi’ye arz edip tanıtır. Mustafa Taki (Doğruyol) Efendi, Sivas yöresinin yetiştirdiği saygın zatlardan birisidir. Nakşi geleneğinin önde gelen mürşitlerindendir. Nisbetini Tokatlı Mustafa Haki Efendi’den almıştır. Kendisi mekteb-i sultani de öğretmenlik yapmaktadır. İlmi kelam ve miras hukuku (faraiz) konularında ilmi birikim sahibidir. 23 Nisan 1920’de birinci TBMM’de Sivas Milletvekili olarak görev yapmıştır. Böylelikle Kiraz Hoca, ilk intisabını Mustafa Taki Hazretlerine yapmıştır. Kiraz Hoca tasvvufta bütün tekamüllerini üstadı, mürşidi Mustafa Taki Efendi’nin eliyle tamamlamıştır. Mustafa Taki’nin vefatından sonra, halifelerinden İhramcızade İsmail Hakkı Toprak Efendi’ye tabi olmuştur. Bu bağlılık 1925 yılından 1969 yılında vefat edinceye kadar da İhramcızade’ye devam etmiştir.
HİZMETLERİ
Kiraz Hoca; ömrünü ilme, insanlığa hizmete, yörenin maddi ve manevi kalkınmasına, eğitime, cehaletle mücadeleye, tebliğe, iyiliğin ve güzelliğin yayılmasına adamıştır. Ömrünü bunlar için vakfetmiştir. O bir Kur’an aşığı idi. Hayatının en hayırlı işi olarak, Kur’an’ı öğrenmeyi ve öğretmeyi görmüştür. Kur’an ve sünnet ışığında herkese örnek olmaya çalışmıştır. “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir” Peygamber tavsiyesini kendisine emir telakki etmiş ve ömrü boyunca Kur’an öğretmenliği yapmıştır. “Toplumun efendisi onlara hizmet edendir. Müslümanların işleriyle ilgilenmeyen onlardan değildir” esası gereği, içinde yaşadığı toplumun bütün dertlerine ortak olmuş, imkânları ölçüsünde bölgesinin maddi ve manevi kalkınması için mücadele etmiştir. Kiraz Hoca’nın en büyük hizmetlerinden birisi de Ordu’nun, Korgan’ın, çevre ilçelerin ve bölgenin tanınmasındaki üslendiği rolüdür. O bir tanıtma elçisidir. Devlet erkânıyla seviyeli, düzeyli ve iyi ilişkiler içerisinde bulunmuştur. Bu hali onun bildiği doğruları söylenmesine engel olmamıştır. Sosyal huzurun ve toplum barışının sağlanması için elinden gelen çabayı göstermiştir. Devlet millet kaynaşması için daima iyi bir örnek olmuştur. Kiraz Hoca, Milli Görüş hareketini iyi okuyanlardan birisi olarak bu mücadelenin önemli bir neferi olmayı, önemli bir görev saymıştır. O, hakkı üstün tutan siyaseti, yerine getirilmesi gerereken önemli bir ödev olarak görmüştür. 1977 yılında MSP İlçe Başkanlığını bu inançla üslenmiştir. Erbakan Hoca’mız, Kiraz Hoca’yı, Kiraz Hoca’mız da Erbakan Hoca’mızı çok severdidi. Mekânları cennet olsun. Selam hidayete tabi olanlara…