Akıl, İlim ve Adalet
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Milli Görüş hareketi; akıl, ilim ve adalet hareketidir. Milli Görüşçü olmak, iddia ve ispat işidir.
Sadece iddia ile Milli Görüşçü olunmaz. Milli Görüş gibi büyük bir hareketin fikri temellerini korumak, kadrolarını eğitip yönetmek, kardeşliği koruyacak ortamı oluşturmak önemli bir liderlik işidir.
Bu liderliği yapacak olan kimselerin sahip olacağı birtakım özellikler vardır ki, bu özellikler olmadan, bu liderlik adil bir şekilde yapılamaz.
Bu özellikler şunlardır.
1. Aklıselim sahibi olmak: Aklıselim; Kur’an, sünnet ve salim fıkıhla çalışan akıldır. Akıl; “eserden müessire intikal” kabiliyetidir. İnsan, kâinata bakarak onu yaratan Allah’ın isim ve sıfatlarını görür, akledip idrak eder ve suphanallah der. Akıl, İslam’a din ve düzen olarak teslim olup, yaşamanın ve hâkimiyeti için çalışma mecburiyetinin dayanağıdır. Aklıselimin alameti, kişinin, Allah’ın razı olacağı işleri yapması, gazap edeceği kötülüklerden sakınmasıdır.
2. Kabiliyet: Liderlik, çok üstün bir kabiliyet, disiplin ve ciddiyet ister.
3. İlim: İlim; ormanda yolunu kaybetmiş olan bir insanın elindeki pusulaya benzer. Emir sahipleri ilim sahibi olmalıdır. İslam’ı akide, ahlak, fıkıh ve kavram olarak iyi bilmelidir. Hak-batıl mücadelesi tarihini, toplumun örf ve adetlerini, fert ve toplum psikolojisini, sosyolojiyi, içinde yaşadığı çağın siyasi, iktisadi, sosyal, kültürel yapısını, dünyada meydana gelen olayları çok iyi bilmeli ve değerlendirebilmelidir. Bir lider olarak, kendi durumunu, yönettiği kadronun halini çok iyi bilmeli, değerlendirmeli ve ona göre gecikmeden, tam zamanında etkin tedbirler almalıdır.
4. Adalet: Adil olmayanların liderliği zulüm ve kargaşa doğurur. Adalet, her şeyi yerli yerine koymaktır. Lider hem adil olacak, hem de her işini adalet esasına göre yapacak, bu hususta asla tavizkar davranmayacaktır.
5. Cesaret: Lider cesur olacaktır. Gerektiğinde risk altına girmekten asla çekinmeyecektir.
6. Feraset: Lider, feraset sahibi olmalıdır. Bir işin sonunun nereye gideceğini bilen liderler, kararlarında isabetli olurlar. Lider, muhatabının beden dilini çok iyi anlamalıdır. Kelimelerle ifade edilemeyen, ya da kelimelerin arkasına gizlenen pek çok gerçekler, azaların sergilediği tavırlardan okunur ve anlaşılır.
7. Dürüstlük: Dürüst olmayan liderler, büyük bir felakettir. Doğruluk, dürüstlük; kalpte niyetin, dilde sözün, azalarda amelin aynı olması demektir.
8. Sabır ve sebat: Liderlik, çok büyük sabır isteyen bir iştir. Sabır, bir kararlılık ve dayanıklılıktır. Kararlı ve dayanıklı olmayan kişiler sabredemez, doğrular üzerinde, hak üzerinde sebat gösteremez.
9. Affetmek: Affetmek çok büyük bir ahlaktır. O bakımdan liderler, affedici olmalıdırlar.
10. İstişare: Liderler, istişareye ne kadar önem verirler ve ehli ile istişare ederlerse, yönetimlerinde, kararlarında, icraatlarında o kadar isabetli olurlar.
HER İNSAN
Her insan, kendisine bahşedilen dünya nimetlerinin Allah’ın emir ve yasaklarına uygun olarak tasarrufu ve idaresinden sorumlu birer lider ve yöneticidir. Liderlik, sosyal hayatın düzeni için gerekli ve hayati bir ihtiyaçtır. Lider ve yönetici olacak kişi, hem bilgili ve hem de bedensel olarak güçlü olmalıdır. İlim sahiplerinin ve görüş sahibi Müslümanların istişaresiyle aralarında göreve layık görüp tensip ettikleri kişiler, lider olabilirler. Liderler, sırf kendi görüş ve düşünceleri ile değil bütün işlerini danışarak, istişare ederek yürütürlerse başarılı olurlar. İnsanlar arasında keyfi olarak değil, ayrım yapmadan adaletle hükmetmelidirler. Liderler, görevlendirmelerde, liyakat esasını gözetip, görevleri ehline vermelidirler. Liderlik, çok büyük bir sorumluluktur ve hesabı ona göredir.
Peygamberimiz; Allah’ın en sevmediği ve huzurundan uzak tutacağı kişilerin adaletle yönetmeyen liderler olacağını bildirmiştir. İnsanlar, mahşer günü peşinden gittiği liderlerle birlikte hesaba çekilecektir. Bunun için her insan, hayatta kimin peşinden, izinden gittiğine, kimlere uyduğuna çok dikkat etmelidir. Liderlik işi boyla posla olmuyor. Bu iş bir hakikat ve liyakat işidir. İslam’a itibar etmeyen, hak ve adalet ölçülerine uymayan, hükümlerine tabi olmayan liderler, fert ve toplumu, dünya ve ahiret saadetine taşıyamazlar.
DOĞRUSU
Allah, Beni İsrail’e Talut’u lider olarak gönderdiğinde onlar, “O bizim üzerimize nasıl lider olabilir? Biz liderliğe ondan daha layığız. Ona zenginlik de verilmemiştir” dediler. Peygamberleri onlara şöyle dedi: “Şüphesiz Allah, onu sizin üzerinize lider seçti, onun bilgisini ve gücünü artırdı.”
Liderlik bir Allah vergisidir ve O mülkünü dilediğine verir. Taleple lider olunmaz.
Allah, emanetleri mutlaka ehline vermemizi ve insanlar arasında hükmettiğimiz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bizi yeryüzünün halifeleri yapan, verdiği nimetlerle, bizi sınamak için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan Allah’tır. Herkes bulunduğu yerde bu imtihanı kazanmanın derdini taşımalıdır. Her insan topluluğu liderleri ile birlikte çağrılacağı o mahşer gününde, kimlerin amel defteri sağından verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramayacaklardır. Onlar: “Ey Rabbimiz, eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara lider eyle” diyenlerdir. Rabbimiz Allah, “Ey Davud, Biz seni yeryüzünde hükümdar yaptık. İnsanlar arasında adaletle hükmet, keyfine uyma, sonra bu seni Allah’ın yolundan saptırır. Allah’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unuttuklarından dolayı çetin azap vardır” diye uyarıyor.
Müslüman; Allah ve Resulünün çağrısına kulak verir, namazı hakkıyla ifa eder, işlerini istişare ile yürütür, gücü nispetinde Allah yolunda infak eder. Kıyamet günü, insanların Allah’a en sevgilisi ve meclis bakımından en yakını adil lider, en sevmediği ve meclis bakımından en uzak olanı zalim liderdir.
Danışan kazanır, danışmayan kaybeder.
Selam hidayete tabi olanlara…