Dolar 34,4872
Euro 36,4992
Altın 2.946,36
BİST 9.031,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 17°C
Az Bulutlu
Samsun
17°C
Az Bulutlu
Cum 26°C
Cts 8°C
Paz 7°C
Pts 8°C

İlahımız Allah’tır

18 Şubat 2023 11:45

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Biz müminler; “Allah’tan başka ilah yoktur” esasına iman ettiğimiz için Müslümanız. Bu iman, öyle sıradan bir şey değildir. Bir Müslüman; Allah, kendisini nasıl tanıtıyorsa, O’nu öyle bilip tanımadan imanın, iman olmayacağını bilir. Bu konuda; Bakara Suresi’nin 255’inci Ayeti’ne dikkatlice göz atmak yeterli olacaktır. “Allah, kendisinden başka ilah olmayan; rızası gözetilecek, kulluk ve itaate layık, yardımına muhtaç olunan, hak ve adalet ölçüsü koyan tek malik ve hâkim ilahtır. Hayy’dır; daima diridir, hayatın biricik kaynağıdır. Kayyum’dur; kâinatın nizamını elinde bulunduran, bütün varlıkları koruyup gözeten, yöneten ve yönlendirendir. Her şey, O’nun kudret ve iradesiyle varlık ve intizamını sürdürmektedir. O’nun kudret ve iradesi kesintisizdir, Onu gaflet uykusu basmadığı gibi uyku da tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi, O’nundur. O’nun izni olmaksızın, huzurunda kim şefaat edebilir? Cezayı hak eden zalimleri azaptan kim kurtarabilir? O, kullarının önden yaptıkları ve arkadan yapacakları, bildikleri ve bilmedikleri, açıkladıkları ve gizledikleri, yapıp gönderdikleri ve geride bıraktıkları her şeyi bilir. Oysa onlar, Allah dilemedikçe, O’nun ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun sonsuz kudret ve hükümranlığı, gökleri ve yeri kuşatmıştır. Bunların korunup gözetilmesi, O’na asla zor gelmez. Gerçek yücelik, gerçek büyüklük, sadece O’na aittir.” Allah’ın ilahlığına böyle inanan bir kimse veya toplum, deprem ve benzeri tabiat olaylarını Allah’tan bağımsız olarak materyalist bir anlayışla okumaya çalışmaz. Yaşadığımız deprem olayını Kur’an ile okumadığımız için de, hala başımıza gelenlerin ilahi bir ikaz olduğunu görmüyor, alışkanlık ve isyanımızı inatla sürdürmeye devam ediyoruz. AB’nin önemli bir tarafını temsil eden Hıristiyanlar, Allah’ın ilahlığına bizim inandığımız gibi inanmıyorlar. Yine AB’nin diğer önemli tarafını temsil eden inkârcı ve ırkçı Yahudiler ise, Allah’ın ilahlığını, kendileriyle baş edemeyen aciz bir varlık olarak görüyorlar. Hıristiyanlar ve Yahudiler; insana ve çevreye bizim baktığımız gibi bakmıyorlar. Onlar bizim inandığımız gibi meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman etmiyorlar. Onlar, hakikate değil, yalana ve uydurdukları sahte ilahlara kulak veriyorlar. Böyle bir Batı’nın bakış açısıyla depremleri ve tabiat olaylarını değerlendirmek, Allah’ın ilahlığına iman edenlerin tercihi olamaz. Depremlerin de bir imtihan konusu olduğunu unutan fert ve toplumlar, bunun bedelini çok ağır öderler.

DÖKÜLÜYORUZ

Allah’ın varlığına birliğine inanıyor, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kaza ve kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ahiret gününe iman ediyoruz. Kitabımız Kur’an-ı Kerim, Peygamberimiz Hz Muhammet’tir diyor bunlarla iftihar ediyoruz. Bu iki nimeti bize Allah vermiştir. Okuyalım… Bakara 151: “Üzerinizdeki nimetimizi tamamlamak için, kendi içinizden, size ayetlerimizi okuyan, içinizi dışınızı temizleyip sizi, vicdanınızı arındıran, size okuma yazmayı, kitabına, Kur’an’a vukufu, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetini öğreten, size akılla ve düşünerek bilemeyeceğiniz şeyleri gösteren, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir resul, bir peygamber gönderdik.” Biz bunun kıymetini bilmek zorunda değil miyiz? Hayatımızda Kur’an’a ve Peygamberin sünnetine, öğretmenliğine ne kadar itibar ediyoruz? Peygamberimiz bize, faizin, zinanın, kumarın, içkinin, haksız yere insanların malına çökmenin, hırsızlığın haram olduğunu, Kitabı ve hikmeti öğretti. Böyle olduğu halde bizler dökülüyoruz. Depremden önce ne isek şimdi de o olmaya çalışıyoruz. Devlet başkanından muhtarına, liderinden üyeye, toplum önderinden taraftarına, muhafazakâr demokratından, sosyal demokratına, Milli Görüşçüsünden liberaline, sağcısından solcusuna dökülüyoruz. Olup bitenlerden ders alacağımıza, karizmamız çizilmesin diye, hala kuyruğumuzu dik tutmaya çalışıyoruz. Zaman birlik ve beraberlik zamanıdır diyoruz, kendi mensuplarımız arasında bile birlik ve beraberliğimizi sağlayamıyoruz. Allah rızası için yapılacak işleri, markamız, gurup ve kuruluşumuzun itibarını artırmak için reklam ediyoruz. Cenazeleri ve enkazı kaldırmamız gerekirken miras kavgasına tutuşuyoruz. Bizim bu halimize Allah razı değildir. Külli bir tövbeye, tefrikaları ortadan kaldırmaya, millet olarak kucaklaşmaya, İslam’ca düşünüp yaşamaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.

İMAN VAR, İMKÂN VAR

Allah’a ve Resulüne inanmak, aynı zamanda Allah ve Resulüne güvenmektir. Nahl 53: “Sizdeki ilahi, manevi ve dünyevi nimetlerin hepsi Allah’tandır. Sonra başınıza bir felaket, bir sıkıntı geldiği, ekonomik darboğaza düştüğünüz zaman da, yalnız, feryat ve figan ederek O’na yalvarır, O’na sığınırsınız.” Allah bizlerden sadece kendisine kulluk etmemizi, birbirimize sevgi, merhamet ve şefkatle yaklaşmamızı istiyor. O bize bunun için İslam yolunu göstermiştir. Mülk 15-17: “Uzayın derinliklerinde yüzüp gitmekte olan her türlü konforla donanmış şu yerküreyi, tüm yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle emrinize amade kılarak size boyun eğdiren Allah’tır. Öyleyse, onun omuzları üzerinde huzur ve güven içinde gezip dolaşın ve Allah’ın bahşettiği tertemiz nimetlerden yiyin için. Ölümden önceki vasıflarla diriltilerek O’nun huzuruna varıp hesaba çekileceksiniz. Yüceler yücesi olan Allah’ın sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? İşte o zaman, o boyun eğen yer, ıstırapla sarsılır, çalkalanır. Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermesinden emin misiniz? Fakat bu tehdidimin ne demek olduğunu yakında öğrenirsiniz.” Bu bir teklif ve uyarıdır. Allah’ın bizim yaşamamız için inşa etiği bu yerkürede, dünya hayatımızı tanzim edeceğimiz Kur’an’a ve düzenine tabi olmamız, bizi bütün bela ve musibetlerin yıkıcı etkisinden koruyacaktır. Allah’ı ilah olarak kabul etmenin gereği budur. İman varsa, imkân da vardır. Bu dünya nasıl olsa geçip gidecek. Sonu gelmez senelerde yaşayacağımız ahiret hayatının yatırımını biz bu dünyada yapmak zorundayız. Selam hidayete tabi olanlara…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
27 Mart 2024 06:14
25 Ekim 2023 10:01
2 Ağustos 2023 09:09
29 Temmuz 2023 15:10
22 Temmuz 2023 12:40
19 Temmuz 2023 08:12
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.