Dışı Başka, İçi Başka
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Hak söz söyler, inanır gözükür, yaptığı işlerle söylenen hak söz arasında derin bir tezat vardır. Sözde, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve ahiret gününe iman ettik diyen bu ikiyüzlü insanlar, sözlerinde samimi değildirler. Aslında onlar, bu halleriyle Allah’ı ve iman etmiş samimi bir milleti aldatmak isterler. Hâlbuki onlar sadece kendilerini kandırmış olurlar. Bunların kalplerinde hastalık vardır. Allah, hastalıklarını daha da artırmıştır. Sürekli yalan konuşurlar. Onlara; yeryüzünde, ülkede nifak çıkararak, zalimlerle iş birliği yaparak, milleti bölerek fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın denildiğinde, biz düzen sağlayıcı, ıslah edici, barış taraftarıyız derler. Gerçekte onlar, işbirlikçi bozgunculardır. Bu kişilere; şuurlu müminlerin iman ettiği gibi siz de iman edin denildiğinde, aşağılık kimselerin iman ettiği gibi mi iman edeceğiz derler ama aşağılık akılsızlar asıl onlardır. İman edenlerle karşılaştıklarında; samimi müminlerden olduğunu söyleyen bu kimseler, iş birliği içinde oldukları küresel zalimlerle baş başa kaldıklarında da sizinleyiz, onlarla sadece alay ediyoruz diyerek, nereye hizmet ettiklerini göstermiş olurlar. Allah da bu alaycı tavırlarından dolayı onlara, hak ettikleri karşılığı veriyor ve onları azgınlıklarıyla baş başa bırakarak, şaşkınca bocalamaya terk ediyor. Bu kimseler hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır. Ancak yaptıkları alışveriş bir kazanç sağlamamış, kendileri de doğru yolu bulamamışlardır. Dışı başka, içi başka bu kimseler, yaman bir hakikat ve millet düşmanıdırlar. Muhafazakâr demokratlık diye tanımlanan yol, tam da böyle bir şeydir. Allah, böyle olanların şerrinden milletimizi ve bütün insanlığı korusun.
DEĞİŞİM ZAMANI
Türkiye’nin gündeminde seçim var. Bütün televizyon kanallarının ana gündemi bu seçimlerdir.
Her konuda uyulması gereken güzel ahlâk esasları olduğu gibi, seçimlerde yarışan, adaylar, ittifaklar ve partiler arasında da uyulması gereken güzel ahlâk esasları olmalıdır. Bizim peygamberimiz; güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilmiş bir peygamberdir. Bu peygambere iman ettiğini söyleyen herkes, rakibine çamur atmamalı, onu olmadık sıfatlarla anmamalıdır. Sırf seçim kazanmak için, her türlü yolu mubah sayan anlayış, Müslümanlıkla bağdaşmadığı gibi, insanlığın üzerinde anlaştığı doğal insan haklarıyla ve adab-ı muaşeret kurallarıyla da bağdaşmaz. Günümüz Türkiye’sinde siyaset yapan bütün ana akımların, bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne ve güvenliğine kast eden ayrılıkçı hareketlere pirim vermeyeceği muhakkaktır.
Bir siyasi kadronun zihniyetini eleştirebilirsiniz, ama belden aşağı vurarak Erbakan Hoca’mızın tabiriyle “sütü bozukluk ve kalleşlik” yapamaz, kin ve nefret dili kullanamazsınız. Çamur at, tutmazsa izi kalır anlayışıyla yapılan siyaset ve tarafgirlik faydalı değil zararlıdır. Son yirmi yıldır ülkeyi Sayın Erdoğan, AK Parti ve ittifak bileşenleri idare etmiştir. Faydalı hizmetleri olduğu gibi, zararlı hizmetleri de olmuştur. Tercih ettikleri zihniyet ve benimsedikleri politikalar yanlış olduğu için Türkiye, tarihinin en derin krizini yaşamaktadır. Bir metal yorgunluğu söz konusudur. Zaman değişim zamanıdır. Bu değişime direnmenin kimseye bir faydası olmaz. Mertçe kaybetmeyi göze almak, hile ve oyunlarla seçim kazanmaktan daha izzetli bir durumdur. Gerçek şudur ki, Sayın Erdoğan ve AK Parti kadroları, tedavisi zorunlu güç zehirlenmesi içindedir. Bir iktidar değişikliği onların da lehine olacaktır. Milletimizin sahip olduğu feraset, bu değişimi sağlayacak dirayetin göstergesidir. Sonu olmayan bir şey yoktur. Cumhur nöbetini millete teslim edecektir. Yeni bir dönem ve yeni bir başlangıç, değişim için kullanılacak bir oyla başlayacaktır.
MÜNAFIKLIK
Münafıklık; arkadaşına, içinde gizlediğin şeyin aksini izhar etmektir. Çok yalan söylemek, emanete hıyanet etmek, sözünden dönmek, biriyle davaya düşünce, karşı tarafın hukukunu çiğnemeye çalışmak münafıklıktır. Münafıklık; ikili bir duruş ve tavırdır. Başkalarına karşı olduğundan farklı, onların hoşlanacağı gibi görünme durumudur. Münafıklık; İslam yolundan çıkmak, hak ile batıl arasında bocalamaktır. İnanmadığı halde ‘inanıyorum’ diye insanlara yalan söylemektir. Bu da anlaşıldığı gibi korkaklığın, ikiyüzlülüğün, kandırmanın, zayıflığın göstergesidir. Millî Görüşçü olmadığı halde, bende Millî Görüşçüyüm diyenler, ne olduklarını iyi düşünmelidirler. Münafıklık; insan şahsiyetine yakışmayan ve onu aşağılayan bir sıfattır. Arıca münafıklık; karanlığın, gizliliğin, saklı planların, kandırmanın, pusu kurmanın, suçlular gibi saklanmanın, karanlıklarda dolap çevirmenin ve bunun yanında insanlar arasında iyi ve Müslüman gözükmenin planlanmış eylemidir. Münafıkların, ülkeye ve millete verdikleri zarar, inkârcıların ve müşriklerin verdiği zarardan daha büyüktür. Ahiretteki azapları da buna göredir. Nisa 145: “Şüphesiz ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasına atılacaklardır. Sen onlara yardım edici birini bulamayacaksın.” Bunlar insanların bazılarına bir yüzle, diğer bazılarına da başka bir yüzle gittikleri için bu azaba uğrayacaklardır. Münafıklar, müminlerle karşılaştığı zaman, “İnandık” derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, müminlere olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar ve bu kinleriyle ölüp giderler.
KURTULUŞ YOLU
Toplumun sosyal yapısında meydana gelecek bir tefrika ve kopukluk, kapanması mümkün olmayacak derin bir yaraya dönüşür. Kutuplaştıran, ayrıştıran, çatıştıran siyaset, en tehlikeli siyasettir ve bu siyasete karşı tedbirli olmak, her Müslüman’ın temel görevidir. Münafıklığın tek ilacı, samimi ve şuurlu Müslümanlıktır. İslam’ın fitne, fesat, nifak, tefrika gibi çeşitli tabirlerle ifade edip şiddetle yasakladığı şey, tefrika yapmak ve bunu yapan münafıklardan olmaktır. Hakta ittifak etmek ilaçtır. Al-i İmran 103: “Hepiniz, Allah’a olan bağınıza, Kur’an’a, İslam’a sadakatle sarılarak, Allah’ın himayesine sığının. Birbirinize düşmeyin, bölük pörçük olmayın, parçalanmayın…” Emredilen bu hakta ittifak yolunun kapısını Millî Görüş= Saadet Partisi tutmuştur. Millî Görüşçü olmanın ispatı ise Saadet Partili olmaktır. Selam hidayete tabi olanlara…