Son birkaç gün içerisinde Türkiye’nin, özellikle Suriye’de yoğunlaşan operasyonlarının olumlu sonuçlar vermeye başladığı gözleniyor. Bu operasyonlar, Türkiye’nin Irak ile işbirliği içerisinde terörle mücadelesini sürdürdüğü bir dönemde gerçekleşmektedir. Suriye’nin büyük bir kısmında PKK/PYD/YPG gibi terör örgütleri ve bu örgütlere ait fiziksel yapılar yok edilmeye başlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT, teröristleri ve bu örgütlere ait altyapıyı etkili bir şekilde hedef alırken, terörle mücadeleye destek veren uluslararası güçler ise sadece gözlemlemekle yetindi.
Özellikle dikkate değer olan şey, bu sefer terörle mücadelede alınan kararlılık ve tedbirlerin, olası siyasi risklere karşı daha iyi planlandığıdır. Ayrıca, ABD gibi önceleri tereddütlü bir tutum sergileyen ülkelerin, Türkiye’nin terörle mücadelesine daha fazla destek vermeye başladığını görmekteyiz. Örneğin, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTKOM), ilk olarak Türkiye’nin Suriye operasyonuna karşı olduğunu belirten bir açıklama yayınladı, ancak bu açıklamayı kısa bir süre sonra geri çekti. Bu değişen tavır, Türkiye’nin operasyonunun bölgesel ve uluslararası aktörler tarafından kabul edildiğini göstermektedir.
Türkiye’nin terörle mücadelesi önemli bir aşamaya ulaşmış gibi görünmektedir. Bu süreç devam ederse, PKK/PYD/YPG gibi terör örgütlerinin bölgede yeniden toparlanmasının zorlaşabileceği düşünülmektedir. Ancak uluslararası ilişkiler karmaşıktır ve değişkenlik gösterebilir, bu nedenle güncel gelişmeleri yakından takip etmek önemlidir.
Son günlerde, PKK/YPG gibi terör örgütlerinin geleceğiyle ilgili tartışmalar hız kazanıyor. Bazı emperyalist güçler, uzun bir süredir destekledikleri bu terör örgütlerini yeni bir yer bulmaya çalışıyor gibi görünüyor. İlk olarak, teröristleri Suriye’nin güneyine, özellikle Ürdün sınırına yakın CENTCOM (Amerika Birleşik Devletleri Merkez Kuvvetler Komutanlığı) koruması altındaki Al-Tanf bölgesine nakletmeyi düşünüyorlar. İkinci olarak, PKK/YPG’yi Ermenistan’da yeni kurulan VOMA adlı terör örgütüne dahil etme girişimleri bulunuyor. VOMA, Ermenistan’da kurulan ve yeni bir ASALA (Ermeni Devrimci Halk Kurtuluş Ordusu) olarak adlandırılabilecek bir terör örgütüdür. Bu durum, Ermenistan ve PKK arasındaki bağlantıların açık bir örneği olarak dikkat çekmektedir.
Suriye’deki gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz, ancak Türkiye’nin terörle mücadelesinin sadece Suriye’de değil, Irak’ta da kararlı bir şekilde devam edeceği görünmektedir. Türkiye’nin amacı sadece terör hedeflerini etkisiz hale getirmek değil, aynı zamanda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Arap güçleri ve diğer yerel aktörlerle işbirliği yaparak teröristlerin tamamen tasfiyesini sağlamaktır. Bu süreç zaman alabilir, ancak teröristler adım adım köşeye sıkıştırılıyor gibi görünüyor.
Bölgesel olarak bakıldığında, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarının bölgenin son derece karmaşık olduğunu gösterdiğini söyleyebiliriz. Hamas’ın İsrail’e saldırıları sonucunda birçok İsraillinin hayatını kaybettiği ve yaralandığı bilgileri gelmiştir. İsrail’in savunma sistemlerinin çökmesi ve hızlı bir şekilde karşılık verememesi dikkat çekicidir. Hamas tarafından esir alınan İsrailli askerlerin varlığı da krizi daha da karmaşık hale getirmektedir.
Ancak en merak edilen konu, Hamas’ın neden şiddet yoluna başvurduğudur. İntikam amacı taşıyorlar mı, yoksa İsrail’i siyasi bir çözüme zorlama amacı güdüyorlar mı? Şu anki artan şiddet, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun iç politikadaki zorluğunu hafifletebilir ve hatta İsrail’in Filistin topraklarında yeni bölgeleri işgal etme olasılığını artırabilir. Ancak en fazla acı çekenler, Filistinli Müslümanlar oluyor. Filistin meselesi, dışarıdan kaynaklanan siyasi ve mezhepsel çatışmalar sona ermeden ve Filistinliler arasında tam bir birlik sağlanmadan başarıya ulaşması zor görünüyor. Bu nedenle Filistinli kardeşlerimize her zaman destek verdiğimi belirtmek isterim.
