Millî Görüşçüler İçin Asıl Mesele
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Erbakan Hocamız hayatı; “iman ve cihat” olarak okumuştur. Çünkü o, bu okumayı Kur’an ve Sünnet ve salim fıkıhla yapmıştır. Abdullah b. Selam anlatıyor: “Allah Resulü’nün (S.A.V) ashabından bir grupla oturuyorduk. Bizler: Allah’ın en çok sevdiği ameli bilseydik onu yapardık” dedik. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu ayetleri, Saf Sûresi’nin sonuna kadar indirdi: “Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı teşbih etmiştir, O üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında bir gazap olması bakımından büyüdü. Şüphesiz Allah, kendi yolunda sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” Allah’ın Resulü (S.A.V) da bunu bize okudu.” (Tirmizi) Millî Görüşçüler için asıl mesele bu şuura sahip olmaktır. Çünkü bizler, iki cihan saadetine cihat etmeden maddi ve manevi fedakârlıkta bulunmadan ulaşamayız. Yine Erbakan Hocamız; “cihat en büyük ibadettir” hatırlatmasını sıkça yapardı. Bu uyarıyı yaparken şu hadisi okurdu. Ebu Hureyre anlatıyor: “Allah Resulü’ne (S.A.V) Allah yolunda cihat etmeye denk ne olabilir?” denildi. Sizin ona gücünüz yetmez” buyurdu. Bu sözü kendisine iki veya üç defa tekrarladılar. Her defasında, “Sizin ona gücünüz yetmez” buyurduktan sonra, “Allah yolunda cihat eden kimsenin misali, o mücahit, Allah yolundaki cihattan dönünceye kadar; aralıksız oruç tutan, namaz kılan, Allah’ın ayetlerine bağlı kişi gibidir” buyurdu.” (Buhari ve Müslim) Yine bir adam Allah Resulü’ne (S.A.V), “Bana cihada denk olacak bir ameli göster” dedi. Allah Resulü (S.A.V), “Bulamıyorum” buyurdular. Ardından, “Mücahit cihat için çıktığında sen de mescidine girip ara vermeden namaz kılıp, aralıksız oruç tutmaya güç yetirebilir misin?” dedi. Adam, “Kim bunu yapabilir?” dedi. Yüce gayeleri olan, nefsani arzulardan uzak ve İslam’ı dava edinmiş nebevi terbiyeden geçmiş, her türlü fazilette önde olan sahabeler cihada denk bir ameli yapmaya güç yetiremiyorlarsa, bizim gibi içtihadız kişiler buna nasıl güç yetirebilir? Düşünmek gerekir. Allah’ım, ölüm gelmeden önce bizleri bu şuursuzluk hastalığından kurtar ve yolunda cihat edenlerden eyle. Bizim cihadımız; hakkı hâkim kılmak, fert ve topluma din ve düzen olarak İslam’ı telkin ve teklif etmek, maruf olan Adil Düzen’i emretmek, kötülük ve zulüm olan faizci kapitalizme mâni olmak, kötülükleri örgütleyen Siyonizm ve işbirlikçileri ile mücadele etmektir. Cihat bunların dışında başka bir şey değildir. Yüne Erbakan Hocamızın tabiriyle; “cihat, konuşulacak şey değil, yapılacak şeydir.”
ÜMRAN
Hakkı üstün tutan bir medeniyetin kurulması için Millî Görüşçülerin, yani şuurlu Müslümanların uyması gereken esaslar ve yerine getirmesi gereken görevler vardır.
Uyulması gereken esaslar; 1- Tevhit inancını benimsemek, 2- Bu asrın insanlarının problemlerini çözüme kavuşturacak bir fıkhın oluşmasını temin etmek, 3- Hakkı üstün tutan yeni bir medeniyetin kurulması için Kur’an kavramlarını tecdit etmek. Bir hareket; itikat, fıkıh ve kavram çalışmalarına önem vermiyor, bir üretim yapmıyorsa, fert ve topluma liderlik etmesi mümkün olmaz. İslam; telkin ve teklif ettiği tevhit akidesiyle, fıkıh ve kavramlarıyla ayakta durur ve insanlığın karşılaştığı problemlere çözüm üretir. Bu çalışmayı yapacak olan da öncelikle Millî Görüşçülerdir. Her şey düşünce ve hayal etmekle başlar. Yapılmak istenen her şey, önce hayal edilir, sonra planlanır, sonra uygulanır ve düşüncenin yapıcı sürecinin ürünü olarak gelişir. Erbakan Hocamız, Millî Görüş hareketini başlatırken yukarıda zikredilen üç şeye önen vererek işe başlamış, ilk üretilen kavram ise Millî Görüş olmuştur. “Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya” bir vizyon olarak ortaya konulmuştur. “Önce Ahlak ve Maneviyat” hareketin sahip olduğu akideyi ifade eder. Bunun için önde yürüyen bayrak olarak tanımlanmıştır. “Adil Düzen” ise bir fıkıh çalışmasıdır. Erbakan Hocamız, bu fıkhın esaslarını ortaya koymuştur. Bizim yapmamız gereken ise bu çalışmayı, belirlenen bu esaslar üzerinden devam ettirebilmektir.
FİKRİ ÇALIŞMALAR
Millete ne anlatacağız? Millete din ve düzen olarak İslam’ı anlatacağız. Bunu yapmak için de ciddi ve kapsamlı bir fikri çalışmaya ihtiyaç vardır. Günümüzde dünyaya hâkim olanlar, fikri çalışmalardaki üstünlüğü ile bu neticeyi elde etmişlerdir. Fert ve toplumu ilgilendiren hiçbir konuyu ihmal etmemişlerdir. Fikri çalışmalar, bir kurumsallaşma ve eğitim işidir. Kırk olarak belirlenen Millî Görüşçü kuruluşların içinde, bu çalışmaları yapmak üzere planlanmış Millî Görüş Enstitüsü, Millî Görüş üniversiteleri, Millî Görüş kolejleri, Millî Görüş yurtları gibi kurumlar bakımından halimizi gözden geçirmek gerekir. Biz sıradan bir siyasi parti değiliz. Biz peygamberlerin insanlığa telkin ve teklif ettiği saadet dünyasını bu asırda hayata geçirmenin kararlığına sahip bir hareketiz. Zor bir yükün altındayız. Bunun farkında olmalıyız. Beklenen Mehdi, akideyi tecdit edeceği, fıkhı yeniden inşa edeceği, Kur’an’ın kavramlarını yeniden cağının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden ihya edeceği için başarılı olacaktır. Erbakan Hocamızın bize hedef olarak gösterdiği Yeni Dünya; 1- Birleşmiş Milletleri. 2- Yeni Dünya Siyasi İrade Teşkilatı. 3- Teknoloji İşbirliği Teşkilatı. 4- Yeni Para Birimi. 5- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı. 6- Banka. 7- Fakirlere Yardım Teşkilatı IMF. 8- Kültür İşbirliği Teşkilatı. 9- Şuurlandırma ve Tanıtma Teşkilatı. 10- Kadını ve Aileyi Koruma Teşkilatı kurmak, fikri çalışmalar ve eğitim yapılmadan olmaz. Bunu organize edecek, harekete geçirecek de emir sahibidir. Selam hidayete tabi olanlara…