Ak Parti ve Ekonomik Fesat-4

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Erbakan Hoca’mızın tabiriyle AKP’nin kurduğu rantiye havuzu nasıl çalışıyor? Vergiler, zulüm vergileri ki bu vergiler, haksız kaynaklardan alınıyor, ÖTV, ATV, UTV, MTV, KDV, ÖİV gibi vergilerle bir millet eziliyor ve soyuluyor. Yine haksız olarak, gelir ve ücretlerden vergi alınıyor. Bu vergilerle milletin kanı emiliyor, rantiye havuzuna konuluyor. Sonra faizle, ihaleyle, düşük kredilerle götürülüp rantiyeciye veriliyor. Yapılan bilinçli israfların yükü de yine milletin sırtına yazılıyor. Ülke insanı işsiz bırakılıyor, aç bırakılıyor, borca esir ediliyor, ahlakı ve manevi değerlerden uzaklaştırılıyor. Millet, yirmi bir yıldır harakiri yapıyor, kendi kendini bıçaklıyor ve aklını başına almıyor. Asgari ücretten vergi alınıyor, asıl vergi alınması gerekenlerden borç alınıyor. Vatandaş; faiz, israf, haksız vergiler, özelleştirmeler ile fakirleşiyor. Erbakan Hoca’mızın AKP iktidarının beşinci yılında söyledikleri ile yirminci yılını okumak mümkün oluyor: “Geçtiğimiz hükümetler zamanında ne kadar faiz ödendi? DYP, CHP, ANAP zamanında ödenen rakamları görmekteyiz. Bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Burada Refah- Yol, kırmızıyla gösterilen bu rakamlar gerçek değil. Neden gerçek değil? Çünkü Refah- Yol dönem olarak 1996-1997’nin, 2 senenin 1996’nın başından 1997’nin sonuna kadar olan rakamlar konulmuş. Hâlbuki 1996’nın ilk 6 ayı başkasının, 1997’nin son 6 ayı da başkasının. Biz idareyi aldığımızla verdiğimiz arasında faiz ödemesi yapmadık. Aynı zamanda da bütçeden herhangi bir faiz ödemedik. Öyleyse burada yazan rakam nereden çıkıyor? Bu rakam 1996’nın ilk 6 ayı ile 1997’nin son 6 ayında ödenen faizdir. Gerçek rakamlara bakarsak bizim hükümetimiz faiz ödememiş, tam tersine faizden 10 milyar dolar kurtarmıştır. Biz konuşmuyoruz yapıyoruz.”

NASIL OLUYOR?
Erbakan Hoca’mız devam ediyor: “Çok muhterem kardeşlerim, rantiyeciler dışarıya ne aktardılar şu AKP döneminde? AKP’yi niye iktidara getirdiler? Boşu boşuna getirmediler. Tam 2003 ile 2006 arasında 4 yıl esnasında rantiyeciler dışarıya burada söylenene göre 550 milyar dolar aktardılar. Bu AKP bizi, 550 milyar dolarlık zarara uğratmıştır. Mesele bundan ibaret değildir. ‘Soyulduk ne yapalım çok şükür ölmedik yaşıyoruz’ diyemeyiz. Çünkü mesele soyulmaktan ibaret değildir. Ekonomik yıkım dediğin zaman soygun bunun bir kısmı; diğer kısmı nedir? Borç dayanılmaz boyutlara gelmiştir… AKP devrinde borç ne oldu? 86 milyar dolar olarak almış, 199 milyar dolar iç borç olarak teslim edecek. Dış borçları 130 milyar dolar olarak almış. 210 milyar dolar olarak devredecek. Bunları toplarsak iç ve dış borç toplam olarak 210 milyar dolarken şimdi 410 milyar dolara çıkmış. Muazzam bir şekilde borcu artırmış. Bu borç 5 yıl sonra 525 milyar dolara çıkacak ve milli gelir buna yetmeyecek.” Bu konuşmadan 16 yıl sonra, 2023’te gelinen noktaya baktığımızda Erbakan Hoca’mızın feryadının ne kadar haklı olduğu ortadadır.

MANTIK
AKP ve Sayın Erdoğan’ın bilinçli olarak yürüttüğü faizci kapitalizmin mantığı şudur. Biz Müslümanlar; mülkün sahibinin Allah olduğuna inanırız. Allah bize, bu mülkü ve nimetleri emanet etmiştir. Bunun karşılığında bizden bir bedel istemez. Ancak inkârcı Siyonizm ve işbirlikçileri mülkün ve nimetlerin sahibinin “Beni İsrail” olduğuna inanırlar. Bu mülkten ve nimetlerden kim istifade etmek istiyorsa, bunun kullanma bedelini “Beni İsrail’e” ödemek zorunda olduğunu savunurlar. Faizci kapitalizm düzeni, bu inanç üzerine kurulmuştur. Sayın Erdoğan bir zamanlar; “faiz dünya gerçeğidir” sözünü, bu inanışın bir esası olarak ifade etmiştir. Faiz bir Yahudi vergisidir. Bugünkü vergilerin tamamı aynı şekilde “Beni İsrail’e” kölelik mantığı ile tahsil edilmektedir. Adil bir düzende, tüketimden, gelir ve ücretlerden vergi alınmaz. Sayın Erdoğan, bir Müslüman olarak bu köle düzenini şuurlu bir şekilde yürütürken, bu gerçeği görmüyor mu? Elbette görüyor. Ancak, bilerek bu köle düzenini yürütüyor ve millet buna rıza gösterdiği için Sayın Erdoğan iktidarını koruyor. Eden buluyor ve elden bir şey gelmiyor. Köleliğe rıza göstermenin bedeli de ağır oluyor işte…

FELAKET
Erbakan Hoca’mızın şu tespiti de önemsenmelidir: “Bizzat AKP’yi tuttuğu halde bakın Türkiye için IMF raporu ne diyor; ‘Türkiye’deki reel sektör müesseseleri cehennemde.’ Kim söylüyor bunu? IMF, raporunda söylüyor. Aldığı borcu, ihracatla ödemeyi planlıyor ama ihracat ithalat arasında büyük uçurumlar vardır. Türkiye AKP’nin cehennemi haline dönüşmüştür. Geçen krizde bankalar iflas etti. Şimdi reel sektör iflas edecektir. Çünkü onlar borç aldılar ama bu borçları ödeyecek durumda değiller. Borç gayri safi milli hâsılayı aşmıştır. Dış borç gerçekte 326 milyar dolar, 200 milyar dolarda iç borç toplam borç 526 milyar dolardır. Borç AKP’nin en büyük felaketidir. İkincisi, cari açık ne demek? Bu ihracat, ithalatı karşılamamaktadır. Ne yapacaksın; borç alacaksın, faiz ödeyeceksin, yani milleti soyduracaksın. Bunun sonu yok. Merkez Bankası kısır bir döngünün içine girmiştir. Merkez Bankası cari açığı ödemek için faizleri yüksek tutuyor. Şimdi bütün dünyadaki faizlere bakalım; ne görüyoruz ABD’de% 5,24, Japonya’da %0,45, Almanya’da %2,28 Türkiye’de %20. Bu faizle yaşanır mı? …Efendim istikrar var diyorlar. Evet, istikrar vardır ama rantiyeye akışta istikrar vardır. Bunlar hiçbir zaman bizim menfaatimize değildir.” AK Parti ve Sayın Erdoğan’ın takip ettiği ekonomik, sosyal ve eğitim politikaları yanlıştır. Bu politikaların özünde “Önce Ahlak ve Maneviyat” yoktur. Bu politikalar milletimizi efendi yapmıyor, Yahudi’ye köle yapıyor. Selam hidayete tabi olanlara…