Dolar 34,4872
Euro 36,4992
Altın 2.946,36
BİST 9.031,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 17°C
Az Bulutlu
Samsun
17°C
Az Bulutlu
Cum 26°C
Cts 8°C
Paz 7°C
Pts 8°C

Bela ve Musibetler

8 Şubat 2023 09:31

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Milletçe, bir depremle daha imtihan oluyoruz. Milletimize geçmiş olsun derken, bu depremde hayatlarını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar dileriz. Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye ve Kilis illerinde hissedilen ve ağır hasarlara sebep olan bu deprem de, önceki depremler gibi bir bela ve musibettir. Olay okumalarını ilim ve irfan ile yapan fert ve toplumlar, karşılaşılan bela, musibet ve depremlerden gerekli dersleri çıkarırlar. Allah, insanı en mükemmel bir şekilde yaratmış, onu sayısız nimetlerle donatmış ve ona yeryüzünü imar etmesi için sorumluk yüklemiştir. Allah, akıl ve irade sahibi olan insana, görev ve sorumluluklarını hatırlatmak için geçmişte kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Gönderilen son kitap Kur’an-ı Kerim, son peygamber ise Hz. Muhammed’dir. İnsanın, yaratılış gayesi doğrultusunda dünya hayatında din ve düzen olarak İslam’ı yaşaması, kulluk görevinin gereğidir. İslam; din ve düzen olarak yaşanmadığında, dünyada çeşitli bela ve musibetlere muhatap olunacağı unutulmamalıdır. Enbiya 35: “Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz.” Fert ve toplumun başına gelen bela ve musibetler sadece kulluk görevinin yerine getirilmediği, isyan ve ifsada karşılık bir cezalandırma olduğu düşünülmemelidir. Aynı zamanda mümin kulların başına da gelir. Bela ve musibetler, İslam’ı din ve düzen olarak yaşayan mümin kullar için bir ikram, İslam’dan koparak batıl zihniyet ve düzenlere yönelen inkârcı, müşrik ve münafık gafiller için ise ilahi bir ihtardır, azaptır.

Sabredenleri müjdele.” Başta peygamberler olmak üzere Allah, herkesi bir bela ile denemektedir. Büyük belalara ancak büyük insanlar dayanabilir. Kazanılacak olan sevabın büyüklüğü katlanılan belanın ağırlığı nispetinde olur. Bu yüzden Allah sevdiklerine bela verir. Buna razı olan Allah’ın rızasını kazanır; isyan eden ise Allah’ın gazabına uğrar. Peygamberimiz buyuruyor: “Sevabın çokluğu, belanın büyüklüğüyle beraberdir. Allah, bir toplumu sevdiği zaman şüphesiz onları sıkıntı, musibet ve belalarla imtihan eder. Artık kim imtihan edildiği bela ve musibetlere rıza gösterirse, Allah’ın rızası; yani sevabı o kimseyedir. Kim de imtihan edildiği bela ve musibetlere öfkelenir; yani ilahî hükme rıza göstermez ise, Allah’ın gazabı, yani azabı o kimseyedir.” (İbni Mace)

MUSİBET

Musibet; insanın genellikle kendi iradesi dışında ve beklemediği şekilde karşılaştığı durumlardır. Daha çok hastalık, kıtlık, zarar ziyan, yangın, deprem gibi afetler, sevilen birinin ölümü gibi ağır sıkıntı veren şeyler için kullanılır. Ölüm, fitne, kötülük, bela, yaşlılık, azap, aşırı susuzluk, yorgunluk ve açlık gibi olumsuzluklar ve iyilik, ilahi lütuf, rahmet gibi olumlu durumlara da musibet denir. Başa gelen hiçbir musibet Allah’ın izni olmaksızın olamaz. Şura 30: “Başınıza gelen musibetler, felaketler kendi ellerinizle işlediğiniz ameller, yüklendiğiniz günahlar yüzündendir. Allah müstahak olduğunuz, başınıza gelecek felâketlerin çoğunu da bertaraf ediyor.” Kader kavramı çerçevesinde bela ve musibetler, genel yaratma fiili açısından Allah’a aittir. İrade ve ihtiyar, esbaba tevessül, kesp/kazanma ve hak ediş gibi beşeri etkenler açısından da kula aittir.

BEŞERİ SEBEP

İnsanın kendisinin sebep olması nedeniyle bela ve musibetlerin geliş nedeni şudur.

  1. İnsanların işlediği faiz, zina, kumar, yalan söylemek, haram yemek gibi günahlar, hatalar veya yapması gereken görevleri yapmamaları nedeniyle isabet eden bela ve musibetler. Bunlar bir ilahi ihtar olarak okunmalı ve bu günah ve hatalı davranışlardan tövbe edilmelidir.
  2. İnsanların kendi aralarında birbirlerine yaptığı zulüm ve haksızlıklar nedeniyle gelen bela ve musibetler. Zümer 51: “Derken kazandıkları, elde ettikleri şeylerin kötülükleri başlarına geldi. Ve bugün yaratılış gayesi dışında yaşayan zalimlerin başına aynı şey gelecek, kazandıkları kötülükler de kendilerine çarpacaktır. Ve onlar bizim vereceğimiz azabın önüne de geçebilecek değillerdir.” Baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve faaliyetleri engelleyen, hakka riayet etmeyen güç ve iktidar sahibi zalimlerin, haksızlık edenlerin, günah, isyan, inkâr içinde bocalayanların işledikleri kötülükler cezasız kalmaz.

İLAHİ SEBEP

Allah’ın iradesi açısından bela ve musibetlerin geliş nedeni ise şunlardır.

  1. Hatırlatma: Allah’a kulluk unutulduğunda hatırlatmak için Allah, kuluna bela ve musibet verebilmektedir.
  2. Allah’ın sevmesi: İnsanların en çok musibete uğrayanları öncelikle peygamberler, sonra derecelerine göre veliler ve salih kullardır.
  3. Azap etme, intikam alma: Bu bağlamda Allah tarafından, inkâr ve isyanda aşırıya giden, ilahi ikazlara kulak tıkayan kavimlerin helak edildiğini Kur’an bize haber vermektedir.
  4. Mümin ve münafıkların ayırt edilmesi: Allah bela ve musibetlerle mümin ile münafığı birbirinden ayırır. Ankebut 3: “Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de, belalarla, felâketlerle ağır imtihanlardan geçirdik. Elbette Allah imanlarında samimi olanların kimler olduğunu bilecek; yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.”
  5. İmtihan etme ve seçme: İnsan, sadece iman etmekle imtihanını tamamlamış olamaz, çeşitli bela ve musibetlerle sınanır. Müslüman, bela ve musibetler karşısında tavrını asla isyana dönüştürmemeli, zorluk ve sıkıntılara mukabil metanetli tavrını korumalıdır. Aynı şekilde yaşanan felaketlerden manevi anlamda da dersler çıkarılmalıdır.

Selam hidayete tabi olanlara…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
27 Mart 2024 06:14
25 Ekim 2023 10:01
2 Ağustos 2023 09:09
29 Temmuz 2023 15:10
22 Temmuz 2023 12:40
19 Temmuz 2023 08:12
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.