Kutlu Doğum
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Mevlid Kandili’ni idrak ettik. Tek hak ilah olan Rabbimiz Allah’ın (C.C.) uğruna kâinatı yarattığı, İslam’ın ve Kur’an’ın canlı, yaşayan bir örneği ve insanlık için bir nimet ve âlemlere rahmet olarak dünyaya gönderdiği Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın, (S.A.V.) doğduğu gecede, onu tekraren anlamaya çalıştık, sevgimizi, saygımızı ortaya koyduk. Ona, salât ve selam ettik. Yaşadığımız çağın ürettiği karanlığı, O’nun sünnetiyle yeniden nasıl aydınlığa çevirebileceğimizi düşündük. Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın 1997 yılında başbakan olarak, Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Peygamberimizi anlattığı konuşmanın bir özetini sunmaya çalışacağız. Erbakan Hoca’mız şöyle diyordu: “Önce insan sevdiği ile haşrolur. Cenab-ı Hak hepimizi Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ile haşretsin, cennette ona komşu yapsın inşallah. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bütün insanlık için en güzel örnektir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği gibi bütün insanlığa en güzel örnek olarak gönderilmiştir. Dolayısıyla kendisini her hususta örnek olmak, saadet yoluna ulaşmak için en güzel yoldur. Kendisi yine Kur’an-ı Kerim’de belirtildiği gibi bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Sadece Müslümanlar değil, sadece bütün insanlık değil bütün âlemler, onun rahmetinden yararlanmaktadır. Esasen Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin (S.A.V.) sünneti İslam’ı öğrenmemiz için gönderilmiştir. Çünkü Cenab-ı Hak Rahman’dır, Rahim’dir. Bizleri yaratmış bu dünyada imtihan ediyor, ancak bu imtihanı kazanmamız dünya ve ahiret saadetine ulaşmamız için Rahman ve Rahim sıfatıyla İslam’ı göndererek bize yol gösteriyor. Elbette Cenab-ı Hak yaptığı işi en mükemmel şekilde yapar. Bunun için bize yol gösterirken, bu yolu bir taraftan her zaman bakıp göreceğimiz bir kitapla Kur’an-ı Azimuşşanla göndermiş, öbür taraftan da onu anlayabilmemiz için en güzel örneği de göndermiş. Biz, Efendimiz (S.A.V.) olmasaydı Kur’an-ı Kerim’e bakıp secde bile nasıl yapılır bilemezdik… Bu sebepten dolayıdır ki Müslümanlığı öğrenmek için Peygamber Efendimizi (S.A.V.) tanımak, onun büyüklüğünü, azametini hissetmeye çalışmak temel bir esastır… Bütün insanlığın Peygamber Efendimizden (S.A.V.) ders alması gerekmektedir…”
“DİN FITRİDİR”
“Din fıtridir, zaruridir. Saadetin kaçınılmaz bir parçasıdır. Kaldı ki Müslümanlık dininde ilim, dinin bir parçasıdır… İnsanlık tarihine bir baktığımızda ne görüyoruz. Peygamberler insanlara en büyük devrimleri göstermişlerdir. İbrahim Aleyhisselam, büyük putları kırdıktan sonra baltayı küçük putun önüne koydu. Ve gelip bunları kim kırdı dedikleri zaman; ‘Bu küçük put kırdı’ dedi. Tabii kimse inanmadı. Çünkü bir put başka putları kıramaz. Şimdi bu gerçekler ne gösteriyor. Dinde, inançta, akla uymayan şeylere inanılamaz. Bu insanlık tarihinde işte doğru ile yanlışı ayırma çığırı, yani ilim çığırının açılmasıdır, bir büyük dönüm noktasıdır. Diğer yandan Musa Aleyhisselam’a gönderilen Evamiri Aşere, hukuk nizamının temelini teşkil eder. Herkesin uyacağı kuralları ortaya koymakla insanlık tarihinde hukuk nizamı başlamıştır. Diğer yandan Davut Aleyhisselam ki; O da artık, onun döneminde yeryüzünde genişlemiş uluslararası ticaret başlamış olduğu için ekonominin temel kurallarını koymuştur. İsa Aleyhisselam’a gelince, o da ahlâkın temel kurallarını koymuştur. Yani insanoğluna verilen dört temel meziyet, bu peygamberler vasıtasıyla insanlık tarihinin dönüm noktaları olarak yaşanmıştır. Peki, bu ululemir peygamberler bunları yaptı da Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ne yaptı? Onun ne yaptığını belirtmek için en kısa yol, bugün elde bulunan Matta İncil’ini okumaktır. Matta İncil’inde aynen şu sözler yer alıyor: ‘Ne zamanki İsa Aleyhisselam’ın ayrılacağını Havariyyun gördüler, hissettiler, üzülmeye başladılar. Onları teselli için onlara dedi ki, bak ben ayrılıyorum diye üzülmeyin, ben ayrılacağım ki her şeyi tanzim edicinin gelmesine zemin hazırlansın.’ Kim bu? Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam. Binaenaleyh bu dört tane ululemr peygamber, dört tane ayrı ayrı sahalarda insanlık tarihinin yeni safhalarını açmıştır ama son peygamber ise, her şeyi tanzim etmiştir. İlmi, ahlâkı, ekonomiyi ve hukukun temel kurallarını yani adaleti… İşte bundan dolayıdır ki Peygamber Efendimiz (S.A.V.), elbette bütün insanlığın en büyük insanıdır. En önemli dönüm noktasıdır. Ve biliyoruz ki hepimiz, din fıtridir. Mutlaka saadet için insanların dine koşmaları bir zarurettir. Onun için Peygamber Efendimiz (S.A.V.), bütün insanlığın saadetinin öncüsüdür.”
MÜSLÜMANLIK
“İslam demek ilim demektir. İslam demek çağdaşlık demektir. İslam demek sosyal adalet demektir. İslam demek adil bir düzen demektir. Nitekim bunları uzun uzun konuşmaya lüzum yoktur. ‘İlim Çin’de bile olsa alınız, o Müslüman’ın yitik malıdır’ sözü nasıl ilmin İslam’ın bir parçası olduğunu açıkça göstermeye yeter. ‘İki günü birbirine aynı olan insan bizden değildir’ diyor Efendimiz (S.A.V.). Ne olacak? Her gün daha ileriye gideceğiz. Onun için ilericilik, çağdaşlık asıl İslam’ın sıfatıdır. Onsuz ileriye gidilemez. O herkesi en ileriye götüren en güçlü motordur. Öbür taraftan, ‘Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir’ sözü, sosyal adaletin ne güzel bir ölçüsüdür. Ve diğer yandan da tabii, kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemeyi temel esas koyan Müslümanlık ne güzel bir adil düzen ortaya koymaktadır. Dolayısıyla saadet için ne lazımsa hepsi Müslümanlıkta vardır. Ve işte Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bunun öncüsüdür. Bundan dolayı bir hafta değil bütün bir yıl onu incelesek yine de azdır. Ve İslam elbette barış dinidir. Adı üstünde. Çünkü İslam kelimesinin kökü, Selam’dan gelir. Silim ve Selam barış demektir. Bizim Peygamberimiz (S.A.V.), bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir… Bakınız bu sebeplerden dolayıdır ki Müslüman olsun olmasın bütün insanlık Peygamber Efendimizi (S.A.V) önder kabul etmek mecburiyetindedir…” Selam hidayete tabi olanlara…