Milli Görüşçülerin İmtihanı
Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Bazen insan dalıp gider, ümitle korku arasında gelgitler yaşar, çeşitli sorular sorar, kendisini, nefsiyle, arkadaşlarıyla, içinde yaşadığı toplumla, liderlerle mukayese eder. Cevap bulmakta zorlandığı meselelerle karşılaştığında, bir veli gelsin, elinden tutsun, bu karışık duygulardan kendisini çıkarsın ister. Allah insanı yeryüzüne yerleştirmiş, ona bir takım sorumluluklar, yüklemiştir. Babanın sulbünden, anne rahmine, oradan yeryüzüne, oradan mezara, mezardan mahşere yolculuk yapan insan, niçin böyle bir yolculuğa muhatap kılınmış? Düşünmek gerekir. Doğmak da, ölmek de kimsenin elinde değildir. Ne oluyorsa sınır ve imkânları Allah tarafından belirlenmiş yeryüzünde yaşanan hayatta oluyor. Burada insan, inkârcı oluyor, müşrik ve münafık oluyor. Fasık ve facir de oluyor. Kimi insanlar da Müslüman ve mümin oluyor. Hepimiz sınanıyoruz. Allah bizi kendisiyle sınıyor, peygamberlerle sınıyor, kitaplarla ve şeytanla sınıyor. Kadını erkekle, erkeği kadınla sınıyor. Toplumu fertle, ferdi toplumla sınıyor. Bu sınavı kaybedenler ve kazananlar olacak. Hak ile batıl iki yoldur. Üçüncü bir yol yoktur. Hakka uyanlar, batıla sapanlar iki taraftır, üçüncü taraf yoktur. Hakkın kapısını tutanlar, onların yolu hakkı üstün tutan Milli Görüş’tür. Batılın kapısını tutanlar, onların yolu kuvveti üstün tutan ırkçı emperyalizm ve Batı kulübüdür. Bir tek mücadele vardır. Bu da hak-batıl mücadelesidir. Bu mücadele, bir imtihandır. İmtihanın en çetini ise hakkın kapısını tutan Milli Görüşçülerin imtihanıdır. Herkes imtihan oluyor. Milli Görüşçülerin imtihanı daha çetin oluyor. Çünkü Milli Görüşçüler siyaset yapmıyor, cihat ediyorlar. Milli Görüşçüler fert ve kadro olarak, aleyhteki propagandaları ve hasımlarını etkisiz hale getirebilmeleri için sabır ve takva zırhını kuşanmaları gerekir. Al-i İmran 186: “Ant olsun mallarınız ve canlarınız konusunda, imtihan edileceksiniz. Sizden önce geçip, bize de kitap verildi diyenlerden ve Allah’tan başka varlıklara da ilahlık yakıştıranlardan, birçok incitici sözler işiteceksiniz. Ama eğer zorluklara ve sıkıntılara sabreder ve yolunuzu, Allah ve kitabıyla bulmaya çalışırsanız; işte bunlar ciddi, kararlı olmayı gerektiren, maksada ulaştıran mücadele metotlarıdır.” Milli Görüşçüler bilmelidir ki, başa gelen her türlü imtihan, Adil Düzen’i dava edinmiş Müslüman bir kadroyu hazırlamada geçerliliğini koruyan Allah’ın bir kanunudur.
ZORLUKLAR
Bu zorlu ve meşakkatli imtihan, Milli Görüşçüler için büyük bir nimettir. Çünkü bu imtihan sayesinde; mensupların dirayetli olanı zayıf olanından, Adil Düzen davasında dürüst olanı yalancı ve ikiyüzlü olanından ayrılır. Al-i İmran 179: “Allah, müminleri şu bulunduğunuz durumda bırakacak değildir, pis olanı temiz olandan ayıklayacaktır. Allah sizi gaybdan haberdar edecek de değildir…” Gayba vakıf olamadığımızdan, kimin münafık, kimin samimi ve sadık dava adamı olduğunu anlamamız için afetler, sıkıntılar, musibetlerle imtihan oluruz ki münafık müminden ayrılmış olsun. Milli Görüş’ün kadrolarını çelikleştirmek; fert ve üyelerinin imanlarında zayıf, ikiyüzlü veya dirayetsiz olanının bilinmesi; dürüst ve sağlam olanlarının seçilmesi, ancak kadronun eziyet ve sıkıntılara maruz kalması sonucunda gerçekleşebilir. Erbakan Hoca’mız, “Asıl marifet, yük altında ve hizmet esnasında sadık ve sağlam kalabilmektir. Yoksa çay sohbetlerinde ve edebiyat kürsülerinde kahramanlık satmak kolaydır” sözü bu gerçeği ifade eder. Sıkıntılar; sağlam ve zayıf olanı olmayandan ayırdığı gibi, dürüst olanlarla olmayanların birbirine karışmalarını önler. Bu sayede teşkilat gerçek gücünü görür. Teşkilatın gücü, doğruluk, ihlâs ve sebatı çeşitli zorluklardan geçtikten sonra sağlam kalabilen üyelerin gücü ile doğru orantılıdır.
NİMET VE KÜLFET
Bela ve musibetler hayatın akışı içinde olumlu ve olumsuz tarafıyla ortaya çıkabilir. Kur’an’ın işaret ettiği gibi insan bazen risk taşıyan, mal, mülk, evlat ve sağlık gibi nimetlerle, bazen de yokluk, hastalık, şeytan ve düşman saldırısı gibi şeylerle denenir. Bu bakımdan çekilen zorluk, mal, zulüm, kadın, çocuk, saptırma, azap, kalbe gelen vesvese gibi şeylerin hepsi bir imtihandır. Taha 131: “Kendilerini imtihan etmek için onlardan bazılarını yararlandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme. Rabbinin vereceği rızık daha hayırlı ve daha devamlıdır.” İnsanlar nimetlere karşı şükürle, zorluk, darlık ve belalara karşı sabırla denenir.
Afiyet ve iyiliklere karşı imtihan, bela ve musibetlere karşı sabırdan daha güçtür. Bunun için; “hakkı üstün tutmak, nefis terbiyesini esas almak, maneviyatçı olmak, yani ahirete, hesap gününe inanmak” Milli Görüş’ün kimyası sayılmıştır. Türkiye’de Adil Düzen yerine, faizci kapitalist bir düzenin benimsenip yürütülmesi, Müslüman milletimiz için fitne ve imtihandır.
Şuurlu müminlerin bu işbirlikçi kadrolara ve faizci köle düzenine karşı mücadele edip etmedikleri bir sınav sebebidir. Müslüman bir toplum, kötülüklere, zalime ve zulmüne karşı mücadele etmeden bu imtihanı kazanması söz konusu olamaz.
İMTİHAN BİLİNCİ
Milli Görüşçüler, imtihan bilincini kaybetmeden cihatlarına devam ederlerse, dünya imtihanını kazanabilirler. “Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye, Yeni Bir Dünya” için, “İslam Birliği, Adil Düzen” için cihat etmek, ruhu rahat ettirir, AB için, faizci kapitalist düzen için, BOP için çalışmak vicdana azap çektirir. Şerre hizmet ederek, dünya imtihanı kazanılmıyor.
Ama toplumun çoğunluğu şerre hizmet edenlerin peşine takılıyor. Bunun sebebi, akı kara, karayı ak gösteren “nefis ve şeytanın” telkin ve tekliflerinde saadet aramaktır. Durun kalabalıklar bu yol çıkmaz sokaktır demek, Milli Görüşçüler için bir inanç görevidir. Milli Görüşçüler nerede olursa olsun, fert ve toplumu Adil Düzen’e çağırma, iyiliği emretme, kötülüğü menetme görevini ihmal etmezler. Selam hidayete tabi olanlara…