Zalim

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Zalim; adil olmayan, merhametsiz, haksızlık yapan, gaddar ruhlu, yetim malı yiyen, kamu malına el uzatan, yalan konuşan, fert ve topluma baskı yapan kimsedir. Zalim; hak sahiplerine hakkını vermediği gibi, baskı ve tehditle başkalarının hakkına tecavüz eder, onlara kötülükte bulunur. Zulüm; bir hak veya görevi ihlal etmektir. Zalim ise, bir hak veya görevi ihlal eden kişidir. Bir kimsenin iktidarında iyilikler artmıyor, kötülükler çoğalıyorsa, ahlaki ve manevi değerler yozlaşıyorsa, halk fakirleşiyor, yandaşlar zenginleşiyorsa bu kimse zalimdir ve yolu da zulüm yoludur. 2023 seçimlerine giderken yapacağımız tercihte dikkate alacağımız şey, Sayın Erdoğan iktidarının kötülükler ile ilgili karnesi olmalıdır. Bu konuda temel soru şudur. Sayın Erdoğan iktidarı döneminde iyilikler mi, kötülükler mi artmıştır? Bu yirmi yıllık iktidarı döneminde kötülükler arttı ise, Sayın Erdoğan’a verilecek her oy, kötülükler artmaya devam etsin demek olacaktır. Sayın Erdoğan iktidarı döneminde iyilikler değil, kötülükler artmıştır. Çünkü Sayın Erdoğan iktidarı döneminde, iyiliklere giden yollar kapatılmış, kötülüklere giden yolların önü açılmıştır. Toplumda ahlaki ve manevi değerlerin zayıflaması, belki de dip yapması, kötülüklere giden yolların sonuna kadar açılmasındandır. Bu yollar nasıl açılmıştır? Kötülüklere giden bu yollar, Avrupa Birliği’ne uyum yasaları ile açılmıştır. Bu uyum yasaları ile tercih edilen ahlâk, Batı ahlâkı olmuştur. Tercih edilen bu ahlâka göre zina suç olmaktan çıkarılmış, sapık cinsel tercihlere alabildiğince hürriyet alanı açılmıştır. LGBT mensuplarının dernekleşmesi, Sayın Erdoğan iktidarının ürünüdür. Müslüman Eşcinseller Derneği (Meşcid-Der) AK Parti iktidarı döneminde kurulmuştur. Domuz, kasaplık hayvan sınıfına alınmış, Türkiye, hatırı sayılır domuz eti tüketicisi haline getirilmiştir. Kumar yaygınlaştırılmış, devlet eliyle oynatılan piyango, spor loto gibi oyunların yıllık ciroları artırılmıştır. Bir ilde ve ilçede piyango ve spor loto bayileri, en fazla ciro yapan kuruluşlar haline gelmiştir. AK Parti iktidarı döneminde içki ve şarap fabrikaları artırılmış, tekel bayileri ile okul ve cami arasındaki mesafe daraltılmıştır. Faiz, Sayın Erdoğan iktidarının meşruiyet kazandırdığı temel kötülüklerin başında gelir. Bankalar bu iktidar döneminde, Türkiye’de en kârlı kuruluşlar haline gelmiştir. Türkiye, her bir liralık borç için, yaklaşık bir lira kırk kuruş faiz tahakkuk ettiriyor. AK Parti iktidarı döneminde eğitim kurumları, şuurlu milli nesil değil, deist gençlik yetiştirir hale getirilmiştir. Sayın Erdoğan’ın yetiştirdiği gençliğin durumu ortadadır. Erdoğan iktidarı döneminde adalet, yerlerde sürünür hale gelmiş, suç işleme oranları artmış, iktidar cezaevi yapmakla övünür hale gelmiştir.
Sayın Erdoğan iktidarının dış politika tercihi ise, ABD ve İsrail’in birlikte yürüttüğü BOP’a katkı sağlamaktır. Ayrıca Sayın Erdoğan iktidarı döneminde israf, itibar konusu haline getirilmiştir. Sayın Erdoğan; “ben Müslüman’ım” diyen bir vatan evladıdır, ancak takip ettiği siyasetin İslam ve Müslümanlıkla hiçbir alakası yoktur. Bunu zaten kendisi de gizlemiyor. Bu seçimlerde Sayın Erdoğan’a yapılacak en büyük iyilik, onu yürüdüğü bu kötülük yolundan uzaklaştırmak olmalıdır. Bu iyilik ise, Millet İttifakı’nı iktidara taşımaktır.

MUHASEBE

Milli Görüşçüler=Saadet Partililer, Sayın Erdoğan’ın düşmanı değildir. Onun gittiği yolun sonundaki karanlığı ve uçurumu görüyor, onu ve milletimizi bu kötü sondan kurtarmaya çalışıyorlar. Erdoğan’ı sevdiğini iddia edenler, Saadetlilere; “Niçin Erdoğan’la birlikte hareket etmiyorsunuz da Kılıçtaroğlu ile birlikte iş tutuyorsunuz?” diye soruyorlar. Bu sorunun şöyle sorulmasının daha isabetli olacağını bu dostlarımıza ifade ederiz. İsabetli olan; “Sayın Erdoğan, niçin MHP, BBP, HÜDA PAR ve Merve Kavakçı’ya Meclis’te yemin ettirmeyen DSP ile ittifak kuruyor da, Saadet Partisi ile ittifak kurup birlikte iş tutmaya yanaşmıyor?” sorusudur. Soruları doğru sormak, cevabı kadar önemlidir. Sayın Erdoğan’a yakınlık göstermeyen Saadet Partililer değil, Saadet Partisi’ne yakınlık duymayan Sayın Erdoğan’ın bizatihi kendisidir. Sayın Erdoğan, kendisine olmadık hakaretleri yapan MHP’ye gösterdiği yakınlığı, Saadet Partisi’ne göstermiş olsaydı, bugün bu durumlara düşmezdi. Saadet Partisi’nin Millet İttifakı’nda yer alması, sıradan bir olay değildir. Saadet Partisi; savunduğu fikirler karşılık bulduğu için Millet İttifakı içinde yer almıştır. Saadet Partisi, yirmi yedi yıl ardan sonra ilk defa Millet İttifakı ile Meclis’e girecek ve ilk defa kurulacak hükümette yer alıp milletimiz için hayırlı hizmetlerin yapılmasına vesile olacaktır. Bir tarafta; “Allah’ın verdiği bir canım var, kul hakkı yemem. Harama, beytülmale el uzatmam…” diyen bir Kılıçdaroğlu var. Diğer tarafta, yirmi yıllık iktidarında, kul hakkı yiyen, harama ve beytülmale el uzatan, çevresiyle birlikte zenginleşen bir Erdoğan var. Aklını, Kur’an, sünnet ve salim fıkıhla çalıştıran herkes için tercih edilecek taraf bellidir. İşin ahlâkı da, fıkhı da, matematiği de Kılıçdaroğlu’nu işaret ediyor.

DEĞİŞİM ŞART

Sayın Erdoğan iktidarı döneminde kötülükler artmıştır. Ahlaki ve manevi tahribat, ülke güvenliğini tehdit edecek seviyeye gelmiştir. Ekonomik yıkım, ülkeyi uçurumun eşiğine getirmiştir. Dış politikada, ABD ve İsrail’in tezlerine destek veren işbirlikçi yaklaşımlar, Türkiye’yi yok olmaya götürüyor. İlk defa muhalefet, ciddi bir hazırlık yaparak milletimizin karşısına çıkmış ve onlar için bir umut olmuştur. Millet İttifakı milletimize oksijen olmuş, biriken sıkıntıların çözümü için milletin önüne net ve anlaşılır çözümler sunmuştur. Adalet, dürüstlük, üretim ve refah vaadi aziz milletimizin her bir ferdini heyecanlandırmıştır. Bir dip dalga var, 14 Mayıs günü bu dip dalga, beklenen değişimi sağlayacaktır. Bu sonuç milletimizle birlikte Sayın Erdoğan’ın da saadeti olacaktır. Selam hidayete tabi olanlara…