Dolar 32,5981
Euro 34,8100
Altın 2.509,08
BİST 9.471,40
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 19°C
Az Bulutlu
Samsun
19°C
Az Bulutlu
Cts 18°C
Paz 22°C
Pts 19°C
Sal 27°C

Hakkı Tavsiye ve Saadet

1 Nisan 2023 20:40
367

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

İslam’da siyasetçiler, liderler, yöneticiler hakkı üstün tutan adil bir düzeni savunup uygulasalar bile tek başlarına iş görme ve karar verme yetkisine sahip değildirler. Burada işlerin istişare ile yürütülmesi esastır. İslam’da istişare, usul ve erkânı belli bir emirdir. Peygamberler ve onlardan sonra gelen emir sahibi liderler, umumu ilgilendiren, hareketi ve ümmeti ilzam eden her konuyu, genellikle yakın kadrosuyla, akil kimselerle istişare etmiştir. İstişare, sabit bir fikri onaylatmak veya ikrah için yapılmaz. Bu istişare değil icbar olur. İstişarede, fikrine müracaat edilen kimseye itibar ve hürmet etmek haktır. İstişarede bir konu, enine boyuna bütün yönleriyle müzakere edilir, genellikle oluşan ortak kanaat istikametinde karar verilir. O zaman bu karara gönül rahatlığı ile uyulur ve bu da herkes için saadet olur. Hak tavsiye edilir. Nasihat görevi canlı tutulur. “Hakkı tavsiye”, çok kıymetli bir şeydir. Hak; sabit olan ve var oluşun gerçek olması demektir. Bazen düşüncenin doğruluğuna ‘hak’, bazen de görülenin, bilinenin, kararlı ve sabit oluşuna ‘hak’ denilir. Eğer zihinde tasarlanan, gözleme uygun ise buna isabet ve doğruluk; söz, fikir, karar ve iradenin amaca uygunluğu yönünden ise buna da adalet ve hikmet denir. Hak; sözlükte, batılın zıddı, yerine getirilen hüküm, adalet, varlığı sabit olan, doğruluk, hakikat, İslam, mal-mülk, vacip, sadık, yaraşır, kesin şey manasındadır. Hakkı üstün tutanlar, işleri hak ve adalet esasına göre yapmazlarsa zalim olurlar.

KUR’AN’DA HAK

Kur’an-ı Kerim’de hak kavramı birkaç anlamda kullanmaktadır: 1. Bir şeyi hikmete; nasıl gerekiyorsa ona göre yapan anlamında. Bu anlamda ‘hak’ Allah’ın bir sıfatıdır. 2. Hikmetin gereği olarak var edilen şeyler. Allah her şeyi hak ile yaratandır. 3. Bir şey hakkında aslına uygun olarak inanç taşıma anlamında. Mesela; “öldükten sonra yeniden diriliş haktır” inancı gibi. 4. Gereğine göre, gerektiği kadarıyla ve gerektiği zamanda meydana gelen söz ve iş anlamında. Bir kimse için “senin sözün haktır” dememiz gibi. 5. Borç anlamında kullanılmıştır. 6. Hisse ve pay anlamında kullanılmıştır. 7. Adalet anlamında kullanılmıştır.

Allah, hak ile hükmeder. Allah ne yaratmışsa bunları birbirine uyumlu ve yerli yerinde yaratmıştır. Her bir varlığın âlemde, Allah’a bağlı olarak bir hakikati, bir sınırı ve birbirlerine karşı hukuku vardır. Hak, aslında değişmeyen ve aklın inkâr edemeyeceği gerçek olan şey demektir. O aynı zamanda doğrudur, isabetlidir, amaca uygundur, arzu edilene denk düşen şeydir. Hak, suyun kendisi, batıl ise onun üzerinde biriken köpüktür. Köpük kaybolup gider, su kalır. Hak her zaman kalıcıdır, yerindedir, uygundur, üstündür. Hak gelince zaten batıl yok olup gider. Batıl hakkın karşısında tutunamaz. Batıl, hakkın yerine geçmeye çalışırsa ya da hakka engel olmaya çalışırsa, Hak olan Allah, hakkı batılın tepesine indirir ve onu darmadağın eder. İslam hukukunda haklar ve yükümlülükler bizzat insanlara hâkim olan Allah tarafından belirlenmiştir. Allah tarafından belirlenen bütün haklar sabittir, yani değişmez özelliktedir. Emaneti ehline vermeyen, hak ve adalet ilkelerine göre iş görmeyen, çevresine zarar veren sabit fikirde ısrar eden lider ve yöneticiler, hesap gününde hesabın altında kalırlar.

SİYASETNAME

İslâm tarihinde âlimler, zahitler, üstatlar ve deneyimli devlet adamları kendi dönemlerinin liderlerine, padişahlarına, emirlerine, vezirlerine, sadrazamlarına nasihatler içeren mektuplar, yazılar, siyasetnameler ve nasihatnameler yazmışlardır. Bunların içinde önemli ve tanınmış olanları ise ‘Siyasetname’ adı altında yazılanlardır. Siyasetname geleneği yüz yıllar boyu devam etmiş ve çok önemli eserler yazılmıştır. Rivayet olunur ki Ömer b. Hattab, Kâ‘b’a, ‘Ey Ka‘b, bizi korkut bakalım’ diyor. Ka‘b, ‘Sizde Allah’ın kitabı ve Nebi’nin sünnetinin bilgisi yok mudur?’ deyince Hz Ömer, ‘Evet ama sen yine de bize vaaz et, bize kötülükleri işlemenin fecaatinden korkut’ diyor. Ka‘b bundan gerisini şöyle anlatıyor: Ömer’in bu sözü üzerine dedim ki: ‘Ey emir, kıyamette altmış nebinin işlediği cevapları sunsan, yine de o gördüğün dehşetli manzaradan ötürü yaptığı amelleri az göreceksin.’ Ömer üzüntüye kapıldı, bir müddet düşündü, başını kaldırıp tekrar, ‘Ey Ka‘b bizi uyar’ deyince ben tekrar sözü aldım: ‘Ey emir, Cehennemden öküzburnu kadar bir delik açılsa ve doğuda belirse Batı’nın en ucundaki adamın beyni kaynar, hararetinin şiddetinden vücudu erirdi.’ Ömer yeniden mahzun oldu, sonra başını kaldırdı, ‘Ey Ka’b, vaazına devam et’ dedi. Ben, ‘Ey Müminlerin Emiri, Cehennem kıyamet günü alevleriyle öyle bir haykırır ki, ne yakın kılınmış bir melek ne de gönderilmiş bir elçi bu sese dayanamaz, diz kapakları üzere yere yıkılır. Hatta Rahman’ın dostu İbrahim dahi diz çökecek ve şöyle dua edecektir: “Ey Rab, Sen’den sadece kendimin kurtuluşunu istiyorum, yardım et bana.” Hesap gününe iman eden bir lider ve yönetici, kadrosunu ve toplumu hakir görüp, onlara köle ve ırgatlık muamelesi yapmaz.

EMANETİ EHLİNE VERMEK

Bu iddia ile olmaz, ispat ile olur. Nisa 58: “Allah size, emanetleri, kamu görevlerini, devlet işlerini, sorumluluk gerektiren meseleleri mutlaka ehline, kabiliyetli, liyakatli, bilgili, dürüst ve güvenilir kimselere vermenizi, insanlar arasında hüküm verecek olursanız adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor, sorumluluklarınız konusunda sizi uyarıyor. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir, görür; doğru olanı duyurur, doğruları gösterir.” Selam hidayete tabi olanlara…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
27 Mart 2024 06:14
25 Ekim 2023 10:01
2 Ağustos 2023 09:09
29 Temmuz 2023 15:10
22 Temmuz 2023 12:40
19 Temmuz 2023 08:12
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.